Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NOT CONFIDENT : English Turkish

adj. güvensiz

NOT CONSIDERING : English Turkish

göz önünde tutmadan,
yi düşünmeden

NOT COUNTING : English Turkish

hesaba katmadan, dahil etmeden

NOT DESPERATELY : English Turkish

adv. tam değil, pek değil

NOT DOMESTICATED : English Turkish

v. ev işlerini sevmeyen, evine bağlı olmayan

NOT EASY : English Turkish

kolay değil, basit değil, zor

NOT ENDURING : English Turkish

adj. dayanıksız

NOT ENOUGH : English Turkish

yeterli değil, kâfi değil, elverişli değil

NOT EQUAL TO : English Turkish

v. eşit değil, bir değil, uygun değil

NOT EQUALLY AS GOOD AS : English Turkish

kadar iyi değil,
den aşağı,
değerinden değil

NOT EVEN : English Turkish

adj. hiç mi hiç

NOT EVEN CLOSE : English Turkish

uzaktan yakından, hiç alakası yok, uymuyor, uygun değil,
e benzer değil, tamamen farklı

NOT EVEN ONE : English Turkish

ir tane bile, hiçbir şey, bir tane bile alamama

NOT EXACTLY : English Turkish

interj. hiç

NOT EXCEPTING : English Turkish

adv. dahil

NOT FAR : English Turkish

uzak değil, yakın

NOT FAST : English Turkish

ağır, hızlı değil, dayanıksız, yavaş, sabit değil

NOT FINAL : English Turkish

nihai değil, bitmiş iş değil, değişimlere açık, esnek, değiştirilebilir

NOT FIT TO : English Turkish

eline su dökememek,
e layık olmamak, yapamamak

NOT FOR A MOMENT : English Turkish

asla, aklından bile geçirme, katiyen

NOT FOR LOVE OR MONEY : English Turkish

hiçbir şekilde, hiçbir suretle, asla, kesinlikle

NOT FOR NOTHING : English Turkish

adv. boşuna değil, nedeni var

NOT FOR SALE : English Turkish

satılamaz, satılmak için değil

NOT FOR THE LIKES OF ME : English Turkish

enim gibi olanlar için değil, bana benzeyenler için değil

NOT FOR THE WORLD : English Turkish

hiçbir şekilde, asla, kesinlikle hayır, mümkün değil