English Turkish
NOT KNOWING : English Turkish
adj. habersiz
NOT LEAST : English Turkish
adv. biraz, kısmen
NOT LET THE GRASS GROW UNDER ONE'S FEET : English Turkish
zaman harcamamak
NOT LIFT A FINGER : English Turkish
parmağını bile kıpırdatmamak, hiçbir şey yapmamak, hiç yardım etmemek
NOT LIKE EVERYBODY ELSE : English Turkish
geri kalan herkes gibi değil, diğerleri gibi değil, başka, farklı, geleneklere uymayan
NOT LIKE THE LOOKS OF SOMEONE : English Turkish
irinin dış görünüşünü beğenmemek, birinin görünümünü beğenmemek
NOT LONG AFTER THAT : English Turkish
unun üzerinden çok geçmeden, bundan kısa bir süre sonra, az bir süre sonra
NOT LONG AGO : English Turkish
kısa bir süre önce, yakında, yakın geçmişte
NOT MINCE MATTERS : English Turkish
sözünü esirgememek, açıkça konuşmak, önemli konu hakkında konuşmak
NOT MOVE A MUSCLE : English Turkish
kılını kıpırdatmamak, herhangi bir fiziksel çaba harcamamak, hiç hareket etmemek
NOT MUCH : English Turkish
fazla değil, çok değil, bir hayli değil; özellikle değil, bilhassa değil
NOT MUCH GOOD AT IT : English Turkish
u konuda çok iyi değil, çok yetenekli değil, çok verimli değil
NOT MUCH OF A : English Turkish
çok iyi bir şey değil, iyi değil, berbat
NOT MUCH TO CHOOSE : English Turkish
farklı sayılmaz, pek fark yok
NOT MY CUP OF TEA : English Turkish
ana göre değil, benim zevkime uygun değil, benim tarzım değil
NOT MY FORTE : English Turkish
enim güçlü noktam değil
NOT NEARLY : English Turkish
ile karşılaştırılamaz, beklentileri karşılamıyor
NOT NECESSARILY : English Turkish
şart değil, olamasa da olur
NOT NEGOTIABLE : English Turkish
adj. devredilemez, paraya çevrilemez
NOT NICE : English Turkish
hoş değil, güzel değil, sevimli değil; iyi değil, keyifli değil
NOT OK WITH HIM : English Turkish
o razı değil, ona uygun görünmüyor, ona iyi görünmüyor, ona uymuyor
NOT ON SPEAKING TERMS : English Turkish
küs olmak, birbiriyle konuşmamak, birbirine kızgın olmak
NOT ON YOUR LIFE : English Turkish
asla, katiyen, kesinlikle hayır
NOT ONCE : English Turkish
asla, hiçbir suretle, aklından bile geçirme
NOT ONE'S CUP OF TEA : English Turkish
irine göre olmamak, birinin sevdiği bir şey olmamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani