Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OBEDIENT : English Turkish

adj. itaatkâr, yumuşak başlı, söz dinler, sadık

OBEDIENTLY : English Turkish

adv. itaatkar bir şekilde, söz dinleyerek, boyun eğerek; disiplinli bir şekilde

OBEISANCE : English Turkish

n. baş eğme, önünde eğilme, hürmet, saygı

OBEISANT : English Turkish

adj. saygılı, hürmetli

OBELIA : English Turkish

n. sualtı yapıları üzerinde (örneğin iskeleler, gemi gövdeleri vb.) yosun benzeri koloniler oluşturan hydrozoan hayvan türü (e.g. piers, ship hulls, etc.); bir bayan ismi

OBELISK : English Turkish

n. dikili taş, obelisk, köşeli sütun, başvurma işareti (yazı)

OBELUS : English Turkish

n. başvurma işareti (yazı)

OBENTO : English Turkish

n. bölümlere ayrılmış cilalı kutuda paketlenmiş olan Japon yemeği, kutuya konulmuş Japon yemeği

OBESE : English Turkish

adj. aşırı şişman, şişko, şişman, yağ tulumu

OBESENESS : English Turkish

n. obezite, şişmanlık, yağlılık, fazla kilolu olma durumu

OBESITY : English Turkish

n. şişmanlık, aşırı şişmanlık

OBESOGENIC : English Turkish

adj. obeziteye neden olan veya neden olabilen

OBEY : English Turkish

v. itaat etmek, uymak, dinlemek, riayet etmek, sadakât göstermek, söz dinlemek

OBEY DICTATES : English Turkish

emirlere itaat etmek, emirlere uymak

OBEY NATURE'S CALL : English Turkish

çiş yapmak veya dışkılamak

OBEY ORDERS : English Turkish

emirlere itaat etmek, emirlere uymak

OBEYABLE : English Turkish

adj. yapılabilir, yerine getirilebilir (emir hakkında); riayet edilebilir

OBEYANCE : English Turkish

n. itaat, boyun eğme, uyma

OBEYED HIM : English Turkish

ona itaat etti, onun isteklerine boyun eğdi, onun yapmasını söylediği gibi yaptı

OBEYED HIS ORDERS : English Turkish

onun emirlerine itaat etti, onun buyurduğu gibi yaptı, onun emirlerine uydu

OBEYED ORDERS : English Turkish

emirlere itaat etti, emirlere uygu, buyrulduğu gibi yaptı

OBEYER : English Turkish

n. itaatkâr kimse, söz dinleyen kimse; özenli kimse

OBFUSCABLE : English Turkish

adj. gizlenebilir, örtbas edilebilir; kafa karıştırabilir, şaşırtabilir

OBFUSCATE : English Turkish

v. karartmak, şaşırtmak, kafasını karıştırmak, allak bullak etmek (zihnini)

OBFUSCATED : English Turkish

adj. gizlenmiş, örtbas edilmiş; karartılmış; kafası karışmış