English Turkish
OFFERER : English Turkish
n. öneren veya teklif eden kimse; teklif eden kimse (iyi niyet, arkadaşlık, vs. hakkında); kurban eden kimse
OFFERING : English Turkish
n. teklif, sunuş, adak, kurban, bağış, kilisede toplanan para
OFFERING CONDOLENCES : English Turkish
taziyelerini sunmak,
in vefatı nedeniyle yaslı kişilere üzüntüsünü ifade etmek
OFFEROR : English Turkish
n. teklif eden kimse, sunan kimse, ileri süren kimse; ifade eden kimse(iyi niyet, arkadaşlık, vs. hakkında); kurban eden kimse
OFFERTORY : English Turkish
n. kilisede para toplama, kilisede toplanan para
OFFGRADE : English Turkish
adj. düşük kaliteli, kalitesiz
OFFHAND : English Turkish
adj. hazırlıksız, düşüncesizce yapılmış, kaba, nezaketsiz, laubali
OFFHAND : English Turkish
adv. düşüncesizce, rasgele, hazırlıksız olarak
OFFHANDED : English Turkish
adj. hazırlıksız, düşüncesizce yapılmış, kaba
OFFHANDEDLY : English Turkish
adv. doğaçtan, düşüncesizce, gayri resmi olarak, irticalen, gelişigüzel
OFFHANDEDNESS : English Turkish
n. düşüncesizlik, ihmalkârlık, ihmalcilik
OFFICAL CHANNELS : English Turkish
n. resmi yollar
OFFICE : English Turkish
n. ofis, büro, devlet dairesi, bakanlık, görev, sorumluluk, ima, kiler, ambar, dini tören, makam
OFFICE : English Turkish
adj. büro
OFFICE ACTION : English Turkish
n. patent başvurusu
OFFICE AUTOMATION : English Turkish
ofis otomasyonu, çeşitli görevleri hızlı bir şekilde yerine getiren bilgisayarlı sistemi olan ofis
OFFICE BEARER : English Turkish
görevli, memur, göreve atanmış kimse
OFFICE BLOCK : English Turkish
işhanı
OFFICE BOY : English Turkish
ayak işlerine bakan çocuk
OFFICE CENTER : English Turkish
iş merkezi, ofis alanı, ofis binaları ile dolu olan alan
OFFICE CLERK : English Turkish
üro memuru, ofis çalışanı, sekreter, memur
OFFICE CREEPER : English Turkish
çalışma saatleri sırasında donanım veya kişisel eşyalar çalmak amacıyla ofislere sessizce sokulan veya gizlice giren kimse
OFFICE EQUIPMENT : English Turkish
üro donanımı, bir ofisi etkili bir şekilde çalıştırmak için gereken donanım
OFFICE GIRL : English Turkish
n. ayak işlerine bakan kız
OFFICE HOLDER : English Turkish
memur, devlet memuru
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani