Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

OLD CAMPAIGNER : English Turkish

çok deneyimli kimse, tecrübeli kimse

OLD CAT : English Turkish

n. cadaloz, cadı

OLD CITY OF JERUSALEM : English Turkish

eski Kudüs şehri, İsrail'in başkenti Kudüs'ün duvarlarla çevrili doğu kısmı

OLD CLOTHES SHOP : English Turkish

eskici dükkânı

OLD CLOTHESMAN : English Turkish

n. eskici

OLD COCK : English Turkish

ahbap

OLD COUNTRY : English Turkish

vatan (göçmen), eski vatan (göçmen)

OLD COVENANT : English Turkish

Hristiyanlara ait İncil’in ilk yarısı

OLD CRONY : English Turkish

n. eski dost

OLD DEBT : English Turkish

eski borç, yıllar önce alınmış borç; hala yerine getirilmemiş olan geçmişe ait bir şey

OLD ENGLISH : English Turkish

eski İngilizce, MÖ. 1100'den önce konuşulan İngilizce

OLD FASHIONED : English Turkish

viskili bir kokteyl

OLD FELLOW : English Turkish

eski dost, eski arkadaş, uzun zamandır tanınan arkadaş

OLD FLAME : English Turkish

eski sevgili

OLD FOGEY : English Turkish

eski kafalı kimse, tutucu kimse, dar görüşlü kimse

OLD FOGEYISH : English Turkish

adj. eski kafalı

OLD FOGY : English Turkish

eski kafalı kimse, tutucu kimse, dar görüşlü kimse

OLD FOGYISH : English Turkish

adj. eski kafalı

OLD FOOL : English Turkish

yaşlı ahmak, aptal yaşlı erkek, aptal yaşlı kadın

OLD FRENCH : English Turkish

eski Fransızca,
16'ncı yüzyıllar arasında kullanılan Fransızca

OLD FRIEND : English Turkish

eski dost

OLD FRIENDS : English Turkish

eski arkadaşlar, eski dostlar, birlikte uzun geçmişi olan arkadaşlar

OLD FRUMP : English Turkish

n. rüküş yaşlı kadın

OLD GLORY : English Turkish

amerikan bayrağı

OLD GOLD : English Turkish

donuk altın rengi