English Turkish
OLIVE-SIZE : English Turkish
zeytin büyüklüğünde, zeytin ile aynı boyutta olan, zeytin kadar olan
OLIVED : English Turkish
adj. zeytin ağaçları ile süslenmiş, zeytin ağaçları ile donatılmış
OLIVER : English Turkish
n. Charlemagne'nin 12 şovalyesinden biri; bir erkek ismi; bir soyadı
OLIVER : English Turkish
n. ayak çekici, aya ile çalıştırılan ağır çekiç
OLIVER CHESLER : English Turkish
n. The Horrorist, özgün elektronik müziği ile tanınan New Yorklu
OLIVER CROMWELL : English Turkish
(
1658) İngiliz general ve devlet adamı (İngiliz iç savaşı sırasında I. Charles'ın güçlerini yenilgiye uğratan)
OLIVER STONE : English Turkish
(1946 doğumlu) Amerikan senarist ve yönetmen, "Müfreze" adlı çalışması ile en iyi yönetmen dalında 1986 Akademi Ödülü sahibi
OLIVET : English Turkish
n. ABD'de çeşitli kasaba ve şehirlerin ismi; Olives Dağı, Kudüs'ün doğusunda tepeler silsilesi (İsrail)
OLIVET : English Turkish
n. yapay inci; zeytinlik
OLIVETTE : English Turkish
n. tek ampulü olan projektör
OLIVETTI : English Turkish
n. tanınmış İtalyan bilgisayar şirketi (geçmişte dünya çapında bir daktilo üreticisi)
OLIVIER : English Turkish
n. bir soyadı; bir erkek ismi; Lawrence Olivier (
1989), İngiliz aktör, İngiliz yönetmen ve yapımcı
OLIVILLO : English Turkish
n. güney Şili’ye özgü hep yeşil kalan büyük ağaç
OLIVINE : English Turkish
n. olivin, genellikle zeytin yeşili renginde olan magnezyum demir silikat mineral bileşiği
OLLA : English Turkish
n. güveç, türlü (güveçte)
OLLA PODRIDA : English Turkish
n. güveç türlüsü
OLLILA : English Turkish
n. Jorma Ollila (1950 doğumlu), Finli hücresel telefon şirketi Nokia'nın başkanı
OLLY : English Turkish
n. (Argo) kişinin zıpladığı ve tahta üzerine bastığı kaykay numarası
OLMERT : English Turkish
n. bir soyadı; Ehud Olmert (1945 doğumlu), İsrail'in 12'nci başbakanı (
2009), Kudüs'ün eski belediye başkanı
OLTP : English Turkish
veri girişi ve görevlerin iptalini yönetmek için tasarlanmış yazılım kategorisi; bilgisayarın kullanıcının komutlarına ve hareketlerine anında karşılık verdiği gerçek zamanlı işlem metodu
OLYMPIA : English Turkish
n. Olimpia, antik çağlarda Olimpik oyunların yapıldığı Yunan ovası; bir bayan ismi
OLYMPIAD : English Turkish
n. Olimpiyat
OLYMPIAN : English Turkish
n. olimpos tanrısı [mit.]
OLYMPIAN : English Turkish
adj. görkemli, muhteşem, tanrısal
OLYMPIC : English Turkish
adj. olimpik, olimpiyat, Olimpiya nehrine ait
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani