Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OLYMPIC BEACON : English Turkish

Olimpiyat meşalesi, Olimpiyat oyunları müddetince yakılan meşale

OLYMPIC FLAME : English Turkish

n. Olimpiyat Meşalesi, Olimpiyat oyunlarının açılış kutlamaları sırasında yakılan ve kapanış töreninde söndürülen Olimpiyat oyunlarının sembolü olan meşale (Yunan tanrısı Zeus'tan Prometheus tarafından çalınan ateşi temsilen yakılan)

OLYMPIC GAMES : English Turkish

n. olimpiyat oyunları

OLYMPIC MEDAL : English Turkish

olimpiyat madalyası, Olimpiyat oyunlarında kazanılmış olan madalya

OLYMPIC MINIMUM : English Turkish

irinin Olimpiyat oyunlarında yer alması için elde etmesi gereken minimum sonuç

OLYMPIC POOL : English Turkish

Olimpik havuz, uluslararası müsabakalara uygun boyutlarda düzenlenmiş havuz

OLYMPIC RECORD : English Turkish

Olimpik rekor, Olimpiyat oyunlarının en yüksek skoru veya en hızlı zamanı yada diğer bazı en iyi dereceleri

OLYMPIC SIZE SWIMMING POOL : English Turkish

n. olimpik yüzme havuzu, her kulvarı
5 metre olmak üzere (kenarlarında iki boş kulvar bulunan) 8 kulvarı olan Olimpiyat Oyunlarında kullanılan havuz (uzunluk: 50 metre, genişlik: 25 metre, derinlik: minimum
0 metre)

OLYMPIC TORCH : English Turkish

n. Olimpiyat Ateşi, Olimpiyat oyunlarının açılış kutlamaları sırasında yakılan ve kapanış töreninde söndürülen Olimpiyat oyunlarının sembolü olan meşale (Yunan tanrısı Zeus'tan Prometheus tarafından çalınan ateşi temsilen yakılan)

OLYMPIC WINTER GAMES : English Turkish

n. Kış Olimpiyatları, Kış Olimpiyat Oyunları, Yaz Olimpiyat Oyunları ile iki yıl arayla her dört yılda bir kış mevsiminde icra edilen kış sporları Olimpiyat müsabakaları

OLYMPICS : English Turkish

n. olimpiyat oyunları

OLYMPUS : English Turkish

n. olimpos dağı, olimpos

OLYMPUS CORPORATION : English Turkish

n. Olympus şirketi, hassas optik cihazların optik bileşenlerin ve dünya çapında dijital kameraların bir numaralı üreticisi olan Japon üretim şirketi

OM : English Turkish

kocam, erkek arkadaşım, babam (İnternet kısaltması)

OMAHA : English Turkish

n. Nebraska'nın (ABD) doğusunda bir şehir; Omaha Kızılderilileri'nin dili

OMAHA : English Turkish

n. kuzeydoğu Nebraska'nın Siu halkı; Omaha halkı üyesi

OMAHA BEACH : English Turkish

Omaha sahili, 1944'te Müttefik güçlerin D-günü saldırılarının başladığı Normandiya (Fransa) plajı

OMAN : English Turkish

n. Umman

OMANI : English Turkish

n. Ummanlı yada Umman muhkimi

OMANI : English Turkish

n. Ummanlı yada Umman muhkimi

OMAR : English Turkish

n. Ömer, bir erkek ismi (Arapça)

OMAR I : English Turkish

I. Ömer, (MS.
644) Müslümanlar'ın ikinci halifesi

OMAR KHAYYAM : English Turkish

n. ömer Hayyam, (
1123) 11'inci yüzyıl Persli matematikçi ve şair, "Rubaiyat" ın yazarı

OMAR SHARIF : English Turkish

n. Ömer Şerif, (1932'de Michel Shahoub olarak doğan) "Doktor Jivago" da başrol oynayan uluslararası başarıya sahip Mısırlı sinema oyuncusu

OMASUM : English Turkish

n. geviş getiren hayvanlarda bulunan üçüncü mide (Zooloji)