Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ON AIR : English Turkish

adj. yayında, canlı yayında

ON ALL FOURS : English Turkish

dört ayak üstünde, dört ayak üzerinde, dört ayak üstüne

ON ALL HANDS : English Turkish

her taraftan, her yönden

ON ALL SIDES : English Turkish

dört bir taraftan, her taraftan, etrafı çevrilmiş

ON ALTERNATE DAYS : English Turkish

gün aşırı

ON AN EMPTY STOMACH : English Turkish

aç karnına mı

ON AN EQUALITY WITH : English Turkish

eşit olarak

ON AN EVEN KEEL : English Turkish

sabit, dengeli, sallanmayan veya sarsılmayan

ON AN HOURLY BASIS : English Turkish

saat başı, saatlere göre, çalışılmış saatleri baz alarak hesaplanan (maaş hakkında)

ON AND OFF : English Turkish

zaman zaman, ara sıra, kesintili olarak

ON AND ON : English Turkish

durmadan, boyuna, aralıksız olarak

ON APPRO : English Turkish

seçmece, beğenmezse geri verilmek şartıyla

ON APPROVAL : English Turkish

seçmece, beğenmezse geri verme şartıyla, şartlı

ON BAD TERMS : English Turkish

araları bozuk olmak, dostane olmamak, birbirinden hoşlanmamak

ON BAIL : English Turkish

adj. kefaletle çıkmış

ON BEHALF OF : English Turkish

adına, namına

ON BEHOOF OF : English Turkish

adv. yararına

ON BENDED KNEES : English Turkish

diz çöküp, diz çökerek

ON BETTER ACQUAINTANCE : English Turkish

adv. daha iyi tanıyınca, tanıdıkça

ON BOARD : English Turkish

gemide, gemiye, uçağa

ON BOARD SHIP : English Turkish

güvertede, gemide, teknede

ON BOTH SIDES : English Turkish

iki tarafında da, her iki tarafında, her bir tarafında

ON BOTH SIDES OF THE FENCE : English Turkish

konunun her iki tarafında, tartışmanın her iki tarafında yer almak

ON BOWING TERMS : English Turkish

adv. selâmlaşmaktan öteye gitmeyen

ON BUSINESS : English Turkish

iş amaçlı, iş konuları ile ilgili, ticaret amaçlı