Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ON CALL : English Turkish

kullanıma hazır, emre hazır, bekletilmekte olan

ON CLOUD NINE : English Turkish

mutluluktan havalara uçmak, son derece mutlu olmak, dünyalar onun olmak, sevinçten havalara uçmak

ON COMPASSIONATE GROUND : English Turkish

adv. acıdığından

ON COMPLETION OF : English Turkish

adv. bitirildikten sonra

ON CONDITION : English Turkish

koşulu ile, eğer, şartıyla

ON CONDITION THAT : English Turkish

şartıyla

ON CREDIT : English Turkish

veresiye, hesaptaki para miktarından, birinin harcayabileceği para miktarından

ON DECK : English Turkish

güvertede

ON DEFERRED TERMS : English Turkish

adv. taksitle

ON DEMAND : English Turkish

talep üzerine, ibrazında

ON DRUGS : English Turkish

uyuşturucu kullanmak, uyuşturucu bağımlısı olmak, devamlı olarak uyuşturucu kullanmak

ON DUTY : English Turkish

iş başında, görevde, görevli

ON EACH OTHER : English Turkish

üst üste olmak, birinin diğerinin üstünde olması, birinin diğerinin üstüne yığılı olması

ON EARTH : English Turkish

dünyada, yeryüzünde

ON EDGE : English Turkish

gergin, sabırsız, endişeli, aşırı hassas, sinirli

ON END : English Turkish

dik olarak, devamlı, durmadan, arka arkaya, mütemadiyen, üst üste

ON EQUAL TERMS : English Turkish

aşabaş, eşit şartlarda, eşit düzeyde

ON EVEN GROUND : English Turkish

eşit olarak, birbirinden üstün olmayan bir şekilde, eşit düzeyde

ON EVERY SIDE : English Turkish

her tarafta, her yerde, tamamen çevrilmiş

ON EVERYBODY'S TONGUE : English Turkish

herkesin dilinde olan, herkes tarafından tartışılan, birçok kişi tarafından konuşulan

ON FILE : English Turkish

dosyalanmış, dosyada

ON FIRE : English Turkish

tutuşmuş, yanmakta, yanıyor

ON FIRM GROUND : English Turkish

güvenilir yerde, sağlam yerde, emniyette

ON FIRST SIGHT : English Turkish

ilk bakışta, ilk görüşte

ON FOOT : English Turkish

yaya, yaya olarak, yayan, ayaküstü, yürüyerek, yolunda, iyileşmiş, ayağa kalkmış