Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ON ONE'S OWN GROUND : English Turkish

iyi bildiği bir yerde, kendi topraklarında

ON ONE'S OWN INITIATIVE : English Turkish

kişisel girişimiyle

ON ONE'S OWN TIME : English Turkish

iş zamanı dışında, boş zamanlarında, kendine ayırdığı zamanlarda

ON ONE'S OWN VOLITION : English Turkish

n. kendi iradesiyle

ON ONE'S SIDE : English Turkish

onun tarafında, onun yararına, onu destekliyor

ON ONE'S TOD : English Turkish

adv. kendi hesabına

ON ONE'S TOES : English Turkish

tetikte, hazır ve bekleyiş içinde

ON ORDER : English Turkish

sipariş verilmiş, istek üzerine

ON PAIN OF DEATH : English Turkish

ölüm cezası ile

ON PAPER : English Turkish

kağıt üzerinde, teorik olarak, teoride

ON PAROLE : English Turkish

şeref sözü ile, söz vermesi üzerine

ON PINS AND NEEDLES : English Turkish

diken üstünde, huzursuz, gergin

ON POSITION : English Turkish

çalışır durum

ON PRINCIPLE : English Turkish

prensiplere göre, ilke olarak

ON PROBATION : English Turkish

göz hapsinde, deneme halinde, stajını yapmakta

ON PURPOSE : English Turkish

mahsus, kasten, bile bile, kasıtlı olarak, bilerek

ON RAZOR'S EDGE : English Turkish

ölüm kalım arasında, büyük gerilim içinde, çekişme içinde

ON RECORD : English Turkish

kaydedilen, kayıtlı

ON REFLECTION : English Turkish

üzerinde düşünerek, hakkında düşünerek, biraz düşündükten sonra

ON RELIEF : English Turkish

maddi yardım almak, ihtiyaç nedeniyle resmi bir kuruluştan yardım almak

ON SALE : English Turkish

satılık

ON SATURDAY : English Turkish

adv. cumartesi günü

ON SCREEN DISPLAY : English Turkish

ekrandaki görsel bilgi temsili, OSD

ON SECOND THOUGHT : English Turkish

iyice düşündükten sonra, tekrar düşündükten sonra, düşündüm de

ON SECOND THOUGHTS : English Turkish

tekrar düşününce, daha iyi düşününce, sonradan düşününce