Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

ONDOGRAM : English Turkish

n. akımlar kaydı (Elektronik)

ONDOGRAPH : English Turkish

n. ondograf, akımları kaydeden grafik kayıt cihazı (Elektronik)

ONDOMETER : English Turkish

n. radyo dalgaları uzunluğunu ölçmek için kullanılan aygıt; dalga boyu ölçme cihazı

ONE : English Turkish

n. bir tane, biri, birisi, kimse, tek

ONE : English Turkish

adj. tek, aynı

ONE A.M. : English Turkish

saat sabah 1, gece yarısından bir saat sonra, saat gece 1, saat sabahın erken saatlerinde 1

ONE ACT PLAY : English Turkish

tek perdelik oyun

ONE ADULT AND TWO CHILDREN, PLEASE : English Turkish

ir tam iki çocuk lütfen

ONE AFTER ANOTHER : English Turkish

irbiri ardına, birbiri ardından, arka arkaya, birbiri peşisıra, birer birer, sıra ile

ONE AFTER THE OTHER : English Turkish

irbiri ardından, art arda, sırayla, birbirini izleyerek

ONE AGAINST THE OTHER : English Turkish

iri diğerine karşı, bu ona karşı, biri diğerine karşıt olarak

ONE AND A HALF : English Turkish

ir buçuk

ONE AND ALL : English Turkish

herkes, her biri

ONE AND ONLY : English Turkish

iricik

ONE AND THE SAME : English Turkish

aynı, birbirinin aynısı, tıpkısı

ONE ANOTHER : English Turkish

irbirine, birbirini, karşılıklı olarak

ONE ARMED : English Turkish

tek kollu

ONE ARMED BANDIT : English Turkish

kumar makinası, slot makinası, otomatik satış makinası, para ile çalışan kollu satış makinası

ONE ASPECT : English Turkish

tek görüş, tek taraf, tek yüz, tek bakış açısı

ONE AT A TIME : English Turkish

irer birer, her seferinde bir tane, tek tek

ONE BEER PLEASE : English Turkish

ir bira lütfen

ONE BRIGHT MORNING : English Turkish

güneşli bir sabah, havanın açık olduğu sabah

ONE BUSINESS CLASS TICKET, PLEASE : English Turkish

ir business class bilet lütfen

ONE BY ONE : English Turkish

ayrı ayrı, sırayla, teker teker, birer birer

ONE CAN SEE THE LIGHT AT THE END OF THE TUNNEL : English Turkish

tünelin sonundaki ışığı görebilmek, bir çıkış yolu bulabilmek, biraz umudu olmak