Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PERVEZ MUSHARRAF : English Turkish

n. Pervez Müşerref, (1943 doğumlu) Pakistan ordusu subayı, Pakistan'ın 12'nci devlet başkanı (Haziran 2001'den beri)

PERVIOUS : English Turkish

adj. geçirgen, geçit veren, ulaşılabilir

PESACH : English Turkish

n. Passover, Yahudi Hamursuz Bayramı, Mısır'daki kölelikten kurtulmak için Yahudilerin toplu göçünün kutlandığı Yahudi tatili

PESAGOT : English Turkish

n. Kudüs'ün (İsrail) kuzeyinde dini yerleşke

PESCADORES : English Turkish

n. Pescadores Adaları, "balıkçı adaları", Penghu, Tayvan Boğazı'nda (Tayvan'ın batı kıyıları ile Çin'in güneybatısı arasında) 64 adet küçük adadan oluşan adalar grubu

PESHAWAR : English Turkish

n. Peşaver, Pakistan'da Hayber Geçidi'nin doğu tarafında bulunan antik bir şehir

PESHKOV : English Turkish

n. bir soyadı; Alexei Peshkov, Maxim Gorky (
1936) Rus yazar (Maxim Gorki takma ismi altında yazdı, sosyalist gerçekçiliğin babası olarak kabul edilir)

PESKY : English Turkish

adj. belâlı, sinir bozucu, rahatsız edici

PESO : English Turkish

n. pezo [fin.]

PESSACH : English Turkish

n. Passover, Yahudi Hamursuz Bayramı, Mısır'daki kölelikten kurtulmak için Yahudilerin toplu göçünün kutlandığı Yahudi tatili

PESSAH : English Turkish

n. Passover, Yahudi Hamursuz Bayramı, Mısır'daki kölelikten kurtulmak için Yahudilerin toplu göçünün kutlandığı Yahudi tatili

PESSARY : English Turkish

n. rahim ağzına yerleştirilen araç

PESSIMISM : English Turkish

n. kötümserlik, karamsarlık, pesimizm

PESSIMIST : English Turkish

adj. karamsar, pesimist

PESSIMIST : English Turkish

n. kötümser, karamsar kimse, pesimist

PESSIMISTIC : English Turkish

adj. kötümser, karamsar, pesimistik

PEST : English Turkish

n. belâ, musibet, veba, rahatsız edici şey

PESTER : English Turkish

v. rahatsız etmek, musallat olmak, belâ olmak

PESTICIDE : English Turkish

n. böcek zehiri, zararlı bitki zehiri

PESTILENCE : English Turkish

n. öldürücü salgın hastalık, veba, zararlı öğreti

PESTILENT : English Turkish

adj. tehlikeli, öldürücü, zararlı, baş belâsı

PESTILENTIAL : English Turkish

adj. tehlikeli, öldürücü, zararlı, baş belâsı

PESTLE : English Turkish

n. havaneli, havan tokmağı

PESTLE : English Turkish

v. havanda dövmek

PET : English Turkish

pozitron emisyon tomografi, vücuda pozitron yüklü madde enjekte edilerek ve iki saatlik bir süre zarfında gama ışınlarını kaydetmek suretiyle vücut dokularının ayrıntılı görüntüsünün elde edilmesi yöntemi (Tıp)