Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PARK : English Turkish

n. park, futbol sahası [brit.], koruma altına alınmış arazi, otopark, spor alanı

PARK : English Turkish

v. parketmek, koymak

PARK AND RIDE SYSTEM : English Turkish

n. arabayı parkedip yola trenle devam etme

PARK METER : English Turkish

n. parkmetre

PARK ONESELF : English Turkish

oturmak, çömelmek

PARK PLAZA : English Turkish

Park Plaza, uluslararası lüks oteller ağı

PARKA : English Turkish

n. parka, kapüşonlu kaban

PARKER : English Turkish

n. bir soyadı

PARKING : English Turkish

n. park yeri, park, park yapma, otopark

PARKING BRAKE : English Turkish

el freni

PARKING DISK : English Turkish

n. parkmetre kadranı

PARKING FEE : English Turkish

n. park ücreti, otopark ücreti

PARKING GARAGE : English Turkish

n. kapalı otopark

PERSUADE ONESELF : English Turkish

v. kendini kandırmak

PERSUADER : English Turkish

n. inandırıcı kimse, ikna edici tip, tabanca

PERSUASION : English Turkish

n. ikna, inandırma, kanı, inanç, din, tür, cins

PERSUASIVE : English Turkish

adj. inandırıcı, ikna edici

PERSUASIVENESS : English Turkish

n. ikna yeteneği, inandırıcılık

PERT : English Turkish

adj. şımarık, arsız, şuh

PERTAIN : English Turkish

v. ait olmak, dair olmak, ilgili olmak, uygun olmak, uymak, yakışmak

PERTAINING TO : English Turkish

uyan, yakışan

PERTINACIOUS : English Turkish

adj. sebatlı, azimli, ısrarcı, inatçı

PERTINACITY : English Turkish

n. sebat, ısrar, inat

PERTINENCE : English Turkish

n. uygunluk, yerindelik, ilgi

PERTINENT : English Turkish

adj. uygun, münasip, yerinde, ilgili