Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PARATROOPS : English Turkish

n. paraşütçü kuvvetleri, hava indirme birliği

PARATYPHOID : English Turkish

n. paratifo

PARAVANE : English Turkish

n. paravan (gemi)

PARBOIL : English Turkish

v. yarı kaynatmak, kavurmak

PARCEL : English Turkish

n. paket, koli, parsel, toplu miktar, parti (mal)

PARCEL : English Turkish

v. bölmek, hisselere ayırmak, parsellemek

PARCEL OF LAND : English Turkish

parsel

PARCEL OUT : English Turkish

ölmek, hisselere ayırmak, parsellemek

PARCEL POST : English Turkish

paket postası

PARCEL UP : English Turkish

v. paket yapmak

PARCENARY : English Turkish

n. ortak mal sahipliği, hissedarlık, ortak varislik

PARCENER : English Turkish

n. ortak varis, miras hissedarı

PARCH : English Turkish

v. kavurmak, kurutmak, kavrulmak, kurumak

PARCHED : English Turkish

adj. kavrulmuş

PARCHING : English Turkish

adj. kavurucu, yakıcı

PARCHMENT : English Turkish

n. parşömen, tirşe, parşömen kâğıdı

PARCO : English Turkish

n. bir soyadı

PARD : English Turkish

n. ortak, dost, ahbap

PARDON : English Turkish

interj. pardon, nasıl, buyur

PARDON : English Turkish

n. pardon, af, bağışlama, özür

PARDON : English Turkish

v. affetmek, bağışlamak, hayatını bağışlamak

PARDON ME : English Turkish

ağışlayın, afedersiniz

PARDON ME FOR JUMPING IN : English Turkish

araya girdiğim için beni bağışlayın, PMFJI (İnternet sohbet jargonu)

PARDON? WHAT DID YOU SAY : English Turkish

pardon? ne dediniz

PARDONABLE : English Turkish

adj. affedilebilir, bağışlanabilir, mazur görülebilir