English Turkish
OPERATION SOLOMON : English Turkish
Süleyman operasyonu, 1991'de 14000'in üzerinde Etiyopyalı Yahudi'nin bir hava kurtarma operasyonu ile İsrail'e getirildiği operasyon
OPERATIONAL : English Turkish
adj. operasyon, çalıştırma, işletme, kullanıma hazır, hazır, harekât
OPERATIONAL CENTER : English Turkish
harekat merkezi, harekatların yönetildiği ve yönlendirildiği kumanda merkezi
OPERATIONAL FIELD : English Turkish
harekat alanı, bir mücadelenin gerçekleştiği yer
OPERATIONAL MOBILITY : English Turkish
muharebe kuvvetlerinin türüne bağlı olarak savaş alanında dolaşabilme
OPERATIONAL PROCEDURE : English Turkish
işletme prosedürü, çalışma prosedürü, etkinleştirme prosedürü
OPERATIONAL RANGE : English Turkish
ir silahın veya taşıtın etkinliğini kaybetmesinden önce yol alabildiği maksimum mesafe
OPERATIONAL RESEARCH : English Turkish
yöneylem araştırması, işletme ve etkinlikle ilgili olan konular araştırması
OPERATIONAL TARGETS : English Turkish
geçerli hedefler, devam eden bir operasyonun hedefleri
OPERATIONALISE : English Turkish
v. işlevsel hale getirmek, çalışır duruma getirmek, işlevsel kılmak; faaliyete geçirmek; çalıştırmak; bir kavramı nicel bakış açısı ile ifade edilebilecek şekilde tanımlamak (ayrıca operationalize)
OPERATIONALIZE : English Turkish
v. işlevsel hale getirmek, çalışır duruma getirmek, işlevsel kılmak; faaliyete geçirmek; çalıştırmak; bir kavramı nicel bakış açısı ile ifade edilebilecek şekilde tanımlamak (ayrıca operationalise)
OPERATIONALLY : English Turkish
adv. işlevsel olarak, kullanıma hazır olarak, fonksiyonel olarak
OPERATIONS BRANCH : English Turkish
savaş stratejileri planlama ve uygulamaya koyma ile ilgili olan askeriye bölümü; bir organizasyon içinde değişik görevleri yönetme ve uygulama ile ilgili olan bölüm
OPERATIONS JOURNAL : English Turkish
olayları kronolojik olarak kaydetmek için kullanılan ajanda
OPERATIONS OFFICER : English Turkish
harekat subayı, geçerli görevleri uygulamak için birlik komutanına yardım eden subay
OPERATIONS RESEARCH : English Turkish
yöneylem araştırması, kompleks problem çözme sistemlerinde bilimsel veya matematiksel analiz; askeri operasyonlarla ilgili veri ve istatistikler düzenleme ve analiz etme
OPERATIONS ROOM : English Turkish
önemli savaş planlarının saklandığı ve yeniden incelendiği yer
OPERATIONS SECTION : English Turkish
işletme departmanı, iş akışını yönetmeden sorumlu olan bölüm
OPERATIVE : English Turkish
n. operatör, teknisyen, özel dedektif
OPERATIVE : English Turkish
adj. etkin, etkili, geçerli, yürürlükte olan, ameliyat ile ilgili, uygulamalı, işleyen, faal
OPERATIVELY : English Turkish
adv. çalışan bir şekilde, faal olarak; etkin bir şekilde
OPERATOR : English Turkish
n. operatör, teknisyen, kullanan, uygulayıcı, telefon operatörü, telsizci, işletmeci, spekülatör, cerrah, santral
OPERCULAR : English Turkish
adj. operkül ile ilgili, solungaç kapağına ait olan, örtü görevi olan vücut parçası ile ilgili (Anatomi, Botanik ve Zooloji)
OPERCULATE : English Turkish
adj. kapağa benzer yapısı olan (Anatomi, Botanik ve Zooloji) operculated$55258$ $WI_PHON:"
028A;'p025C;rkj
le026A;t026A;d /
'p025C;02D
kj028A;l-" $WI_FREQUENCY:32 $WI_POS:49 örtüsü olan (Anatomi, Botanik ve Zooloji)
OPERCULUM : English Turkish
n. operkulum, kapakçık, solungaç kapağı (balık)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani