English Turkish
OPERA SINGER : English Turkish
opera sanatçısı, müzikal oyunlarda yer alan güçlü sesi olan oyuncu-şarkıcı
OPERABILITY : English Turkish
n. işletilebilme, çalıştırılabilir olma niteliği; işletilebilirlik, uygulanabilirlik
OPERABLE : English Turkish
adj. uygulanabilir, kullanışlı, ameliyat edilebilir, çalıştırılabilir
OPERABLY : English Turkish
adv. çalıştırılabilir bir şekilde, uygulanabilir bir şekilde; ameliyat edilebilir bir şekilde
OPERAGOER : English Turkish
n. düzenli olarak operaya giden kimse
OPERAND : English Turkish
n. bir matematik işleminin gerçekleştirildiği miktar; bir işlemin gerçekleştirildiği veri birimi (Matematik, Bilgisayar)
OPERANT : English Turkish
n. uygulayıcı, operatör; çalışan bir şey; herhangi bir destek olmadan içten gelen bir şekilde yapılan davranış (Psikoloji)
OPERANT : English Turkish
adj. işlem yapan, çalışan, faal durumda olan; içten gelen bir şekilde yapılan davranışla ilgili (Psikoloji)
OPERANT CONDITIONING : English Turkish
edimsel koşullama, davranış destek ve cezalandırma arasındaki sistematik ilişkiye dayalı olan koşullama yöntemi
OPERATE : English Turkish
v. çalışmak, işlemek, etki etmek, işletmek, etkilemek, ameliyat etmek, borsada işlem yapmak, spekülasyon yapmak, kullanmak, çalıştırmak
OPERATE AT A GAIN : English Turkish
kârla çalışmak, kazançla çalışmak, kâr sağlayan bir şekilde çalışmak
OPERATE AT A LOSS : English Turkish
zararına çalışmak, para kaybetmesine rağmen işletmek, para kaybederek çalıştırmak
OPERATED : English Turkish
adj. işletilen, çalışan, işlevsel olan, yapan
OPERATED BY : English Turkish
ile çalışan,
tarafından çalıştırılan,
ile harekete geçirilen
OPERATED ON : English Turkish
ameliyat olmuş, cerrahi operasyon yapılmış
OPERATIC : English Turkish
adj. opera türünden, opera ile ilgili, çok dramatik
OPERATICALLY : English Turkish
adv. opera ile ilgili olarak, opera tarzında, operaya benzer şekilde
OPERATICS : English Turkish
n. opera yaratma, opera gösterisi yapma; (tiyatro oyunculuğunda) gösterişli bir biçimde abartılmış olan davranış
OPERATING : English Turkish
adj. çalıştırma, kullanma, işletme, ameliyat
OPERATING CAPITAL : English Turkish
işletme sermayesi, bir işletme çalıştırmak için kullanılan para, masrafları kapatmak için kullanılan gelir
OPERATING DEFICIT : English Turkish
işletme açığı, devam eden işletme masrafları sonucu olarak ortaya çıkan açık
OPERATING EXPENSES : English Turkish
işletme giderleri, işletmeye dahil olan masraflar, etkin olması gereken giderler
OPERATING HEIGHT : English Turkish
uçuş yüksekliği, bir uçağın en yüksek etkililikte çalışabildiği maksimum yükseklik
OPERATING PROFIT : English Turkish
işletme kârı, yapılmış masraflardan daha büyük olan gelir fazlası (Muhasebecilik)
OPERATING RECEIVER : English Turkish
ir işletmeyi çalıştırma ve onu kazançlı hale getirmeyi amaçlayan şirket tasfiye memuru
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani