English Turkish
OPEN SORE : English Turkish
açık yara, henüz iyileşmemiş olan yara
OPEN SPACE : English Turkish
meydan
OPEN SPACES : English Turkish
açık alanlar, geniş alanlar, geniş açık hava, doğanın kalbi, geniş açık mekan
OPEN SYLLABLE : English Turkish
açık hece, ünlü harfle biten hece (Gramer)
OPEN SYSTEM INTERCONNECTION : English Turkish
OSI, olaylara ve oluşumlara göre organize olan iletişimin yedi katmanını içeren iletişim altyapısı modeli (farklı standartlar ile farklı sistemler arasında)
OPEN SYSTEMS : English Turkish
açık sistemler, kabul edilmiş standartlar ile işletilen ve tüm donanım ve yazılım türleriyle çalışabilen bilgisayar sistemi (üreticiden bağımsız olarak)
OPEN THE BALL : English Turkish
aloyu açmak, başlatmak
OPEN THE BOWELS : English Turkish
ağırsakları açmak
OPEN THE SLUICES : English Turkish
ent kapaklarını açmak, taşkın kapaklarını açmak, barajları açmak
OPEN TO : English Turkish
-e açık, duymaya istekli, dikkate almaya hazır
OPEN TO ALL : English Turkish
herkese açık, herkes için mevcut, halka açık
OPEN TWENTY-FOUR HOURS A DAY : English Turkish
günde yirmi dört saat açık, gece gündüz açık
OPEN UNIVERSITY : English Turkish
açık öğretim fakültesi
OPEN UP : English Turkish
açmak, deşmek, söz açmak, konuşmaya başlamak, geliştirmek, açılmak, çenesi düşmek
OPEN WATER : English Turkish
n. açık su, okyanusun karadan uzak olan ve yolcu gemilerinin fırtınalı denize yakalanabildikleri kısımları
OPEN WIRE : English Turkish
açık kablo, sabit kablo, üst kablo
OPEN WOUND : English Turkish
açık yara, henüz pıhtılaşmamış olan yara, hızlı kan akımı; acı veren hatıra, acı veren yara izi
OPEN YOUR EYES : English Turkish
gözlerini aç, kalk, uyan; dikkat etmek, haberdar olmak
OPEN YOUR MOUTH, PLEASE : English Turkish
ağzınızı açın lütfen
OPEN-AIR : English Turkish
adj. açık hava, dışarıda yapılan, açık havada olan, açık havada yapılan
OPEN-AIR MUSEUM : English Turkish
n. açık hava müzesi, koleksiyonlarını dışarıda sergileyen ve gösteren müze
OPEN-AND-SHUT : English Turkish
ortada, açıkta, kolay, basit
OPEN-AND-SHUT CASE : English Turkish
kolayca sonuçlanan dava, basit olay, karışık olmayan dava
OPEN-ARMED : English Turkish
içten, sevgi ile, hoş karşılayarak, candan
OPEN-EARED : English Turkish
kulak asan, dinleyen, dikkatini veren
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani