Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OVERESTIMATION : English Turkish

n. aşırı yüksek biçilen değer, oldukça yüksek bir değer; aşırı yüksek tahmin

OVEREXAGGERATE : English Turkish

v. aşırı abartmak, bir şeyi büyütmek; bir şeyin fazlasıyla fark edilmesini sağlamak

OVEREXCITABLE : English Turkish

adj. aşırı heyecanlı, çok telâşlı; aşırı heyecanlanan

OVEREXCITABLY : English Turkish

adv. aşırı heyecanlı bir şekilde, aşırı telaşlı bir biçimde

OVEREXCITE : English Turkish

v. aşırı heyecanlandırmak, çok fazla heyecanlanmak; fazlasıyla heyecan yapmak; aşırı coşkulu duruma getirmek

OVEREXCITED : English Turkish

adj. aşırı heyecanlı, haddinden fazla heyecanlı

OVEREXCITEMENT : English Turkish

n. aşırı heyecan, aşırı heyecanlanma; aşırı heyecanlı olma durumu

OVEREXERCISE : English Turkish

n. aşırı çok fazla alıştırma yapma, fazlasıyla egzersiz yapma eylemi,

OVEREXERCISE : English Turkish

v. aşırı derecede egzersiz yapmak, fazlasıyla alıştırma yapmak

OVEREXERT : English Turkish

v. aşırı çaba göstermek, aşırı çabalamak, aşırı efor sarf etmek; aşırı sarf etmek (kuvvet, enerji, güç, etki, vs.)

OVEREXERTION : English Turkish

n. aşırı çaba, aşırı sarfetme (enerji, kuvvet, güç, etki, vb.)

OVEREXPAND : English Turkish

v. dallandırmak, aşırı genişletmek; aşırı yaymak (kendini veya enerjisini)

OVEREXPANSION : English Turkish

n. aşırı genişleme, aşırı büyüme; aşırı genişletme; aşırı gelişme

OVEREXPECTANT : English Turkish

adj. aşırı beklentisi olan, çok fazla beklenti içinde olan, çok fazla ümit eden

OVEREXPLICIT : English Turkish

adj. aşırı açık olan, çok kesin olan; çok fazla ayrıntı veren

OVEREXPLOITED : English Turkish

adj. aşırı sömürülmüş, aşırı kullanılmış, aşırı yararlanılmış

OVEREXPOSE : English Turkish

v. aşırı ışıklamak, çok uzun süre veya çok fazla ışığa tutmak (Fotoğrafçılık); fazlaca açıkta bırakmak

OVEREXPOSED : English Turkish

adj. gereğinden fazla teşhir edilen, fazlaca açıkta bırakılan; çok uzun süre veya çok fazla ışığa tutulan (Fotoğrafçılık)

OVEREXPOSURE : English Turkish

n. gereğinden fazla teşhir etme, fazlaca açıkta bırakma; çok uzun süre veya çok fazla ışığa tutulma durumu (Fotoğrafçılık)

OVEREXTEND : English Turkish

v. aşırı genişletmek, çok fazla genişletmek veya uzatmak; abartılı bir dereceye kadar uzatmak

OVEREXTENSION : English Turkish

n. aşırı genişleme, aşırı uzatma, fazlasıyla uzatma; aşırı uzama

OVERFAMILIAR : English Turkish

adj. aşırı aşina, fazlasıyla tanıdık; çok yaygın; çok samimi

OVERFAMILIAR WITH : English Turkish

aşırı samimi, utanma olmayacak kadar yakın

OVERFAMILIARITY : English Turkish

n. aşırı samimiyet, aşırı sıcakanlılık, aşırı yakınlık

OVERFANCIFUL : English Turkish

adj. aşırı hayalperest, fazlasıyla hayal gücü kuvvetli; çok fantastik