Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
P2P : English Turkish

arkadaş arkadaşa, kullanıcıların bir sunucu yada veritabanı kullanmaksızın doğrudan dosya alışverişi yapabilmeleri; online yapılan bir anlaşma için birisinin bir diğerine İnternet üzerinden ödeme yapabilmesi (örneğin bir açık artırma satışı)

P45 : English Turkish

n. (İngiltere'de) işi bırakan bir işçiye işveren tarafından verilen belge (vergileri ve cari yıl içerisinde ödenmiş Ulusal Sigorta primlerini gösterir belge)

PA : English Turkish

n. baba

PABLO : English Turkish

n. bir erkek ismi; Paul'ün İspanyolcası; bir soyadı; Montana'da (ABD) bir kasaba

PABLO NERUDA : English Turkish

(
1973 Neftali Ricardo Reyes Basualto olarak doğan) Şilili şair, Komünist parti lideri ve diplomat, 1971 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi

PABLO PICASSO : English Turkish

n. Pikasso, (
1973) 20'nci yüzyılın en tanınmış sanatçısı olduğu değerlendirilen İspanyol ressam ve heykeltraş

PABLUM : English Turkish

n. bebek maması, bebekler için kahvaltılık gevrek; bebekler için yumuşak tahıl gevreği markası

PABULUM : English Turkish

n. gıda, besin

PAC : English Turkish

n. politik faaliyet komitesi, sempati kazanmak için siyasi kampanyalara ve/veya adaylara katkıda bulunarak kendi siyasi çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışan grup (ABD Siyaset)

PAC : English Turkish

n. Pasifik, Pasifik Okyanusu (Güney ve Kuzey Amerika'nın batısı, Avustralya ve Asya'nın Doğusu arasında yer alan), dünya'daki en büyük okyanus

PACCAR : English Turkish

n. Washington merkezli ABD şirketi, kamyon ve otomobil parçaları üreticisi ve dağıtımcısı

PACE : English Turkish

adv. izniyle

PACE : English Turkish

n. adım, yürüyüş, uygun adım yürüyüş, hız

PACE : English Turkish

v. adımlamak, yürümek, volta atmak, düzene sokmak, hızını ayarlamak, rahvan gitmek

PACE OFF : English Turkish

v. adımlamak, adımla ölçmek

PACE OUT : English Turkish

adımlamak, adımla ölçmek

PACE UP AND DOWN : English Turkish

ir aşağı bir yukarı gitmek, volta atmak

PACEMAKER : English Turkish

n. yarışta hızı ayarlayan kimse, kâlp temposunu ayarlayan alet, kâlp pili

PACER : English Turkish

n. yarışta hızı ayarlayan kimse, rahvan giden at

PACHA : English Turkish

n. paşa

PACHYDERM : English Turkish

n. kalın derili hayvan

PACHYDERMATOUS : English Turkish

adj. kalın derili, kalın kabuklu, vurdumduymaz

PACIFIC : English Turkish

n. Pasifik okyanusu, büyük okyanus

PACIFIC : English Turkish

adj. barışçı, barışsever, sakin, pasifik

PACIFIC COAST : English Turkish

n. Pasifik sahili, Pasifik Okyanusu kıyısı