Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PASCHAL : English Turkish

adj. paskalyaya ait, paskalya

PASH : English Turkish

n. tutku, ihtiras, öfke

PASHA : English Turkish

n. paşa

PASHTO : English Turkish

n. Pakistan'ın kuzeyi ve Afganistan'da konuşulan dil, Peştunca

PASHTO : English Turkish

n. Peştun, Peştunca konuşan kimse, ana dili Paştuca olan kimse

PASQUEFLOWER : English Turkish

n. rüzgârçiçeği

PASS : English Turkish

n. giriş, geçiş, geçit, dar yol, kanal, geçiş izni, pasaport, giriş kartı, paso, izin, ruhsat, hokkabazlık, el çabukluğu, pas, geçme, kur, çalım, durum, vaziyet

PASS : English Turkish

v. geçmek, geçirmek, aşmak, devretmek, vermek, uzatmak, piyasaya sürmek, pas vermek, açmak (kilit), söylemek, bildirmek, dönüşmek, dinmek, onaylanmak

PASS & STOW : English Turkish

John Pass ve John Stow, orjinal Özgürlük Çanı'nı eriten ve 1753'te yeniden döken Amerikalı ustalar

PASS AN EXAMINATION : English Turkish

sınavı geçmek

PASS AWAY : English Turkish

ölmek, vefat etmek, geçmek, geçirmek (vakit), boşa harcamak

PASS BACK : English Turkish

n. geri pas

PASS BEYOND : English Turkish

n. geçmek, aşmak

PASS BY : English Turkish

göz yummak, aldırmamak, geçip gitmek, geçmek, olarak tanınmak, yanından geçmek

PASS CHECK : English Turkish

pasavan

PASS DEGREE : English Turkish

karne, başarı belgesi

PASS DOWN : English Turkish

v. nesilden nesle geçmesini sağlamak, nesilden nesle geçmek

PASS EXAMINATION : English Turkish

v. ön lisans sınavı [brit.]

PASS FOR : English Turkish

sanılmak

PASS IN : English Turkish

içeri almak, sunmak, vermek, ölmek

PASS IN ONE'S CHECKS : English Turkish

öbür dünyayı boylamak, fertiği çekmek

PASS IN REVIEW : English Turkish

geçit töreni yapmak

PASS INTO : English Turkish

içeri girmek, içeri almak, geçmek ( ne)

PASS INTO LAW : English Turkish

v. yasalaşmak

PASS MUSTER : English Turkish

teftişten geçmek, uygun olmak, kabul edilmek