Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PASS OFF : English Turkish

geçmek, dinmek, geçiştirmek, görmemezlikten gelmek, diye geçinmek, tavrı takınmak

PASS ON : English Turkish

geçirmek, devretmek, geçmek, devam etmek

PASS ON AN ILNESS : English Turkish

v. aşılamak

PASS OUT : English Turkish

v. bayılmak, kendinden geçmek, ölmek, dışarı çıkmak, dağıtmak

PASS OUT OF USE : English Turkish

kullanımdan kalkmak, kullanılmamak

PASS OVER : English Turkish

geçmek, üzerinden geçmek, aşırmak, aşmak, aldırmamak, yararlanmak

PASS OVER IN SILENCE : English Turkish

sessizce üzerinden geçmek

PASS SMB.'S LIPS : English Turkish

v. ağzından çıkmak, dudaklarından dökülmek (söz)

PASS SMTH. IN REVIEW : English Turkish

v. gözden geçirmek

PASS THE BUCK : English Turkish

sorumluluğu başkasına yıkmak, sorumluluğu başkasına yüklemek

PASS THE HAT : English Turkish

v. yardım toplamak

PASS THE RUBICON : English Turkish

dönüşü olmayan bir şey yapmak

PASS THE SPONGE OVER : English Turkish

sünger çekmek, unutmak

PASS THE TIME OF DAY WITH : English Turkish

günaydınlaşıp lâflamak

PASS THROUGH : English Turkish

çekmek, başından geçmek, içinden geçmek, arasından geçmek, içine işlemek, nüfuz etmek

PASS THROUGH THE MILL : English Turkish

tecrübe kazanıp pişmek, çok çekip hayatta pişmek

PASS TO SMB.'S ACCOUNT : English Turkish

v. hesabına geçirmek

PASS TO SMB.'S CREDIT : English Turkish

v. alacağına geçirmek

PASS UNDER THE YOKE : English Turkish

oyunduruk altına girmek

PASS UP : English Turkish

yararlanmak, kaçırmak (fırsat), geçmek, taraf değiştirmek

PASS UP AN OPPORTUNITY : English Turkish

v. fırsatı kaçırmak

PASS WATER : English Turkish

işemek, çiş yapmak

PASSABLE : English Turkish

adj. fena değil, geçilebilir, geçer, geçerli, orta

PASSAGE : English Turkish

n. geçit, pasaj, dehliz, koridor [brit.], parça, kanal, geçme, geçiş, akış, yolculuk (uçak, gemi), bağırsakların çalışması

PASSAGE BOAT : English Turkish

feribot, araba vapuru