Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PARTICIPATOR : English Turkish

n. hissedar, katılımcı, katkıda bulunan kimse, iştirakçi

PARTICIPIAL : English Turkish

n. ortaç türünden

PARTICIPLE : English Turkish

n. ortaç [dil.]

PARTICLE : English Turkish

n. tanecik, ilgeç, parçacık, molekül, zerre, edat, takı

PARTICULAR : English Turkish

n. ayrıntı, husus, nokta, özellik, kişisel bilgiler

PARTICULAR : English Turkish

adj. belli, belirli, özel, özgü, dikkatli, müşkülpesent, titiz, detaylı, ayrıntılı

PARTICULARITY : English Turkish

n. özellik, husus, seçicilik, titizlik

PARTICULARIZE : English Turkish

v. ayrıntıları ile belirtmek, ayırmak, ayrıntılara girmek

PARTICULARLY : English Turkish

adv. özellikle, bilhassa, ayrıntılı olarak, tek tek

PARTICULARS : English Turkish

n. detaylar, ayrıntılar, incelikler

PARTING : English Turkish

n. ayrılma, veda, ölme, ayırma çizgisi, saçı ayırma çizgisi

PARTING : English Turkish

adj. ayrılık, veda, ayıran, bölen

PARTING BREATH : English Turkish

n. son nefes

PARTING KISS : English Turkish

n. veda öpücüğü

PARTING OF THE WAYS : English Turkish

yol ayrımı

PARTING SHOT : English Turkish

n. ayrılırken söylenen dokunaklı söz

PARTISAN : English Turkish

n. partizan, taraftar, yandaş, gerilla, baltalı kargı

PARTISAN : English Turkish

adj. partizan, taraflı, parti taraftarı olan

PARTISANSHIP : English Turkish

n. partizanlık, taraflılık, akrabasını tutma

PARTITE : English Turkish

adj. parçalı

PARTITION : English Turkish

n. bölme, ayırma, taksim etme

PARTITION : English Turkish

v. bölmek, parçalara ayırmak, ayırmak

PARTITION OFF : English Turkish

ayırmak, parçalara ayırmak

PARTITIVE : English Turkish

n. bir parçayı belirten sözcük

PARTITIVE : English Turkish

adj. kısımlara ayıran, bir parçayı belirten (sözcük)