Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PEASE : English Turkish

n. bezelye

PEASE PORRIDGE : English Turkish

n. bezelye püresi

PEASE PUDDING : English Turkish

n. bezelye püresi

PEASHOOTER : English Turkish

n. bezelye fırlatma çubuğu, sapan, tabanca [amer.]

PEAT : English Turkish

n. turba, bataklık kömürü

PEAT COAL : English Turkish

turba kömürü

PEAT MOSS : English Turkish

turba oluşturan yosun

PEATY : English Turkish

adj. turbaya benzer

PEAVEY : English Turkish

n. çivili kereste kancası

PEBBLE : English Turkish

n. çakıl, çakıltaşı, necef taşı

PEBBLE : English Turkish

v. çakıl dökmek, çakılla kaplamak

PEBBLY : English Turkish

adj. çakıllı, çakıl döşeli, taşlı

PEBCAK : English Turkish

problem sandalye ve klavye arasında mevcut, sorun kullanıcıdır, arızanın kaynağı bilgisayar operatörüdür (teknikerler tarafından söylenir)

PEBKAC : English Turkish

problem sandalye ve klavye arasında mevcut, sorun kullanıcıdır, arızanın kaynağı bilgisayar operatörüdür (teknikerler tarafından söylenir)

PECAN : English Turkish

n. pekan cevizi, pekan

PECAN PIE : English Turkish

n. pekan tartı

PECCADILLO : English Turkish

n. küçük suç, hafif suç

PECCANT : English Turkish

adj. kabahatli, kusurlu

PECCARY : English Turkish

n. pekari, göbekli domuz

PECK : English Turkish

n. çeyrek kilelik ölçü, yaklaşık dokuz litrelik kuru ölçü, yığın, gagalama, gaga izi, resmi öpücük, yemek [brit.]

PECK : English Turkish

v. gagalamak, azar azar yemek, sivri bir şeyle vurmak

PECK AT SMB : English Turkish

n. tartaklamak, azarlamak

PECKER : English Turkish

n. ağaçkakan, çapa, cesaret, yüreklilik, penis, çük [arg.], kamış [arg.]

PECKING : English Turkish

n. gagalama

PECKING ORDER : English Turkish

hiyerarşi, kıdem sırası