Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PEEL : English Turkish

n. kabuk, fırıncı küreği, fırın küreği

PEEL : English Turkish

v. kabuğunu soymak, soymak, soyunmak, dökülmek (deri)

PEEL OFF : English Turkish

v. kabuğunu soymak, soyulmak, dökülmek (deri), inişe geçmek

PEELER : English Turkish

n. kabuk soyucu, striptizci, polis [brit.], aynasız [brit.]

PEELING : English Turkish

n. deri soyma işlemi (kozmetik), deri soyucu krem, soyulma, soyulmuş kabuk, kabuk döküntüsü, peeling

PEELS : English Turkish

n. soyulmuş kabuk

PEEN : English Turkish

v. çekicin sivri ucu ile vurmak

PEEN : English Turkish

n. çekicin sivri ucu

PEEP : English Turkish

interj. cik, cik cik

PEEP : English Turkish

n. cik, civciv sesi, cırtlak ses, korna sesi, delikten bakma, dikiz, kaçamak bakış, görünme

PEEP : English Turkish

v. dikizlemek, gözetlemek, röntgencilik yapmak, kaçamak bakmak, görünüvermek, çıkmak

PEEP AT : English Turkish

v. gizlice bakmak

PEEP HOLE : English Turkish

n. gözetleme deliği

PEEP OF DAY : English Turkish

gün ağarması, şafak sökmesi

PEEP OUT : English Turkish

görünüvermek, çıkmak

PEEPER : English Turkish

n. röntgenci, dikizci, göz [arg.], ayna [arg.], cam [arg.]

PEEPING : English Turkish

n. gözetleme

PEEPING TOM : English Turkish

öntgenci, röntgenci tip

PEEPSCOPE : English Turkish

n. kapı gözetleme deliği

PEEPSHOW : English Turkish

n. dikiz şovu, delikten çıplak kadın izleme

PEER : English Turkish

n. emsal, akran, yaşıt, lord

PEER : English Turkish

v. dikkatle bakmak, belli belirsiz görünmek, bir parça görünmek

PEERAGE : English Turkish

n. asalet, asiller

PEERESS : English Turkish

n. leydi

PEERLESS : English Turkish

adj. eşsiz, emsalsiz