Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PETRIFIED WITH HORROR : English Turkish

adj. korkudan taş kesilmiş

PETRIFY : English Turkish

v. taşlaştırmak, taş kesmek, serseme çevirmek, taşlaşmak, donakalmak

PETROCHEMISTRY : English Turkish

n. petrokimya

PETROGRAD : English Turkish

n. Petrograd, Saint Petersburg'un (Rusya'nın kuzeybatısında bir şehir) eski adı

PETROGRAPHY : English Turkish

n. petrografi, yerkabuğu kütlelerini inceleyen bilim dalı

PETROL : English Turkish

n. benzin

PETROL BOMB : English Turkish

n. molotof kokteyli

PETROL ENGINE : English Turkish

enzinli motor

PETROL GAGE : English Turkish

n. benzin göstergesi

PETROL GAUGE : English Turkish

n. benzin göstergesi

PETROL STATION : English Turkish

enzinlik, benzin istasyonu

PETROL TANK : English Turkish

n. benzin deposu

PETROL TANKER : English Turkish

n. tanker, benzin tankeri

PETROLATUM : English Turkish

n. parafin yağı, vazelin (saf)

PETROLEUM : English Turkish

n. petrol

PETROLEUM JELLY : English Turkish

n. parafin yağı, vazelin (saf)

PETROLIFEROUS : English Turkish

adj. petrollü, petrol bulunan

PETROLOGY : English Turkish

n. petroloji, kaya bilimi

PETTICOAT : English Turkish

adj. kadın

PETTICOAT : English Turkish

n. jüpon, kombinezon, iç eteği, kadın, eksik etek, supap kapağı

PETTICOAT GOVERNMENT : English Turkish

kadın hakimiyeti, evde kadının sözünün geçmesi

PETTIFOGGER : English Turkish

n. aşağılık küçük avukat, safsatacı, ufak işlerle uğraşan tip, ayrıntılarla çok uğraşan kimse

PETTIFOGGING : English Turkish

adj. safsatacı, kılı kırk yaran, düzenbaz

PETTINESS : English Turkish

n. ufak işlerle uğraşma, küçüklük, aşağılık

PETTING : English Turkish

n. sevişme, ilişkiye girmeden sevişme