Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PERSONEL DATA : English Turkish

n. kişisel bilgi

PERSONIFICATION : English Turkish

n. kişileştirme, kişileşme, canlı örnek

PERSONIFY : English Turkish

v. kişileştirmek, canlandırmak, karakterize etmek, temsil etmek, canlı örneği olmak

PERSONNEL : English Turkish

n. personel, eleman, kadro, çalışanlar

PERSONNEL MANAGEMENT : English Turkish

personel müdürlüğü

PERSONNEL MANAGER : English Turkish

n. personel müdürü

PERSONS OF THE OPPOSITE SEX SHARING LIVING QUARTERS : English Turkish

evli olmayan ama aynı evi paylaşan insanlar (1970'lerde ABD Sayım Bürosu tarafından yaratılan sözcük) , POSSLQ

PERSPECTIVAL : English Turkish

adj. perspektife dikkat ederek çizilmiş, derinlik verilmiş

PERSPECTIVE : English Turkish

adj. perspektife dikkat ederek çizilmiş, derinlik verilmiş

PERSPECTIVE : English Turkish

n. perspektif, derinlik, derinlemesine inceleme yeteneği, görünüm, geniş bakış açısı

PERSPEX : English Turkish

n. camdan hafif dayanıklı şeffaf plastik

PERSPICACIOUS : English Turkish

adj. zeki, kavrama yeteneği yüksek

PERSPICACITY : English Turkish

n. kavrayış, idrak

PERSPICUITY : English Turkish

n. belli olma, açıklık

PERSPICUOUS : English Turkish

adj. belli, açık, aşikâr

PERSPIRATION : English Turkish

n. terleme, ter

PERSPIRATORY : English Turkish

adj. ter, terleme

PERSPIRATORY GLAND : English Turkish

n. ter bezi

PERSPIRE : English Turkish

v. terlemek, ter dökmek

PERSUADE : English Turkish

v. kandırmak, inandırmak, aklını çelmek, ikna etmek, razı etmek

PETER THE GREAT : English Turkish

Büyük Peter, Rusya'yı daha ilerici bir ulus haline dönüştürmeye çalışan
18'inci yüzyıl Rus Çarı

PETER'S PENCE : English Turkish

n. Peter vergisi, Roma Katolikleri'nin Papalık harcamaları için yıllık olarak verdikleri gönüllü katkı, ocak vergisi

PETER, PETER, PUMPKIN EATER : English Turkish

iyi bilinen çocuk tekerlemesi, Anne Kaz tekerlemelerinden biri

PETERING : English Turkish

n. tükenme, suya düşme

PETERMAN : English Turkish

n. kasa hırsızı