Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PILING : English Turkish

n. istif

PILL : English Turkish

v. aleyhte oy vermek

PILL : English Turkish

n. hap, ilaç, sıkıntı, sıkıcı tip, top [arg.], izmarit, makineli tüfek yuvası (kule)

PILLAGE : English Turkish

n. soygun, yağma, soygunculuk, talan, yağmacılık, ganimet

PILLAGE : English Turkish

v. yağmalamak, talan etmek, ganimet olarak almak

PILLAR : English Turkish

n. direk, dikme, sütun, payanda, destek, en önemli kişi

PILLAR : English Turkish

v. sütunlarla desteklemek

PILLAR BOX : English Turkish

n. ayaklı posta kutusu

PILLARED : English Turkish

adj. direkli, sütunlu

PILLARS OF HERCULES : English Turkish

Herkül sütunları, Cebelitarık Boğazı'nın iki farklı yakasında iki promontori

PILLARS OF ISLAM : English Turkish

n. İslam'ın beş şartı, İslam inancının beş temel ilkesi (onlar: Allah'a ve Hz. Muhammed'in O'nun peygamberi olduğuna inanma, namaz, zekat, oruç, hac)

PILLBOX : English Turkish

n. hap kutusu, asker kepi, makineli tüfek kulesi

PILLION : English Turkish

n. terki, hafif eyer (kadınlar için), arka oturak, sele

PILLION SEAT : English Turkish

n. sele, bisikletin arka oturağı

PILLORY : English Turkish

n. boyunduruk (suçlular için), boyundurukla teşhir etme, rezil etme

PILLORY : English Turkish

v. boyundurukla sergilemek, rezil etmek, dillere düşürmek

PILLOW : English Turkish

n. yastık, baş yastığı

PILLOW : English Turkish

v. yastığa yatırmak, yastıkla desteklemek

PILLOW FIGHT : English Turkish

n. yastık kavgası

PILLOW SLIP : English Turkish

yastık kılıfı

PILLOWCASE : English Turkish

n. yastık kılıfı

PILLOWY : English Turkish

adj. yastık gibi, yumuşacık

PILOSE : English Turkish

adj. tüylü [bot.], kıllı [bot.]

PILOT : English Turkish

n. pilot, kılavuz, rehber, öncü, kumanda düzeni

PILOT : English Turkish

v. kullanmak, pilotluk yapmak, uçak kullanmak, yol göstermek, kılavuzluk etmek