Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PINCER MOVEMENT : English Turkish

kıskaç harekâtı

PINCERS : English Turkish

n. kıskaç, maşa, kerpeten, pens

PINCH : English Turkish

n. çimdik, gereklilik, gerek, ihtiyaç, tutam, yakalanma, tutuklama

PINCH : English Turkish

v. çimdiklemek, kısmak, kıstırmak, sıkıştırmak, acı vermek, kıvrandırmak, yakalamak, çalmak, ele geçirmek, ayağını sıkmak, sıkmak, cimrilik etmek

PINCH AND SCRAPE : English Turkish

v. paradan kısmak, cimrilik etmek, dişinden tırnağından artırmak

PINCH OFF : English Turkish

v. çimdik atmak, çimdiklemek

PINCHBECK : English Turkish

n. altın taklidi metal, değerli gibi görünen sahte şey

PINCHBECK : English Turkish

adj. bakır ve çinko alaşımından yapılmış, altın taklidi, sahte, taklit

PINCHED : English Turkish

adj. kısık

PINCHHIT : English Turkish

v. sıkışık anda görevini üstlenmek

PINCHHITTER : English Turkish

n. sıkışık anda işi üstlenen kimse

PINCHING : English Turkish

n. kısma

PINCHPENNY : English Turkish

n. cimri

PINCHPENNY : English Turkish

adj. cimri, eli sıkı

PINCUSHION : English Turkish

n. iğne yastığı, iğnelik

PINDAR : English Turkish

n. Pindarus (MÖ. 518?-438), Yunanlı lirik şair

PINDARUS : English Turkish

n. Pindar (MÖ. 518?-438), Yunanlı lirik şair

PINE : English Turkish

n. çam, ananas

PINE : English Turkish

v. özlemek, burnunda tütmek, erimek, zayıf düşmek, derdinden tükenmek

PINE AWAY : English Turkish

zayıf düşmek, erimek, gücünü kaybetmek

PINE BARREN : English Turkish

n. çamlık kumsal, çamlık sahil

PINE CONE : English Turkish

kozalak, çam kozalağı

PINE FOR : English Turkish

v. burnunda tütmek, gözünde tütmek, özlemek, hasret olmak

PINE GROVE : English Turkish

n. çamlık

PINE KERNEL : English Turkish

n. çam fıstığı