Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ATTESTATER : English Turkish

n. yemin eden kimse, söz veren kimse

ATTESTATION : English Turkish

n. kanıt olma, tanıklık, onaylama, tasdik, yemin, şahadet

ATTESTATIVE : English Turkish

adj. şahitli; doğrulayıcı, onaylayıcı, teyit edici, tasdik edici

ATTESTATOR : English Turkish

n. doğrulayan, onaylayan kimse, teyit eden kimse, tasdik eden kimse, şahit olarak Tanrı huzurunda yemin eden kimse

ATTESTED : English Turkish

adj. doğrulanmış, onaylanmış, teyit edilmiş, tasdik edilmiş

ATTESTER : English Turkish

n. şahit, tanık

ATTESTING WITNESS : English Turkish

doğrulayan şahit, bir yargılamanın yasal geçerliliğinin olabilmesi için olmazsa olmaz şahit, zorunlu şahit, güvenilirliği konusunda bir ifade imzalayan şahit

ATTESTOR : English Turkish

n. doğrulayan, onaylayan kimse, teyit eden kimse, tasdik eden kimse, şahit olarak Tanrı huzurunda yemin eden kimse

ATTIC : English Turkish

n. tavanarası, çatı katı, çatı odası

ATTIC : English Turkish

adj. atinalılarla ilgili, atika ile ilgili, ince (espri)

ATTIC WIT : English Turkish

ince espri

ATTICA : English Turkish

n. antik Yunan’da Atina bölgesi; on iki devlete bölünmüş olan antik Yunan yarımadası alanı; New York eyaletinde (ABD) bir kasaba; ABD’de birçok kasaba ve şehrin adı; bir eyalet hapishanesinin adı (ABD)

ATTICISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) Atinalılarla taraftar olmak, Atinalılarla aynı yanda olmak; Atika deyimi kullanmak; Atika tarzı kullanmak; Atika dil üslubu kullanmak (atticize olarak da yazılır)

ATTICISM : English Turkish

n. atina dil özelliği, atika üslubu, güzel konuşma

ATTICIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) Atinalılarla taraftar olmak, Atinalılarla aynı yanda olmak; Atika deyimi kullanmak; Atika tarzı kullanmak; Atika dil üslubu kullanmak (atticise olarak da yazılır)

ATTILA : English Turkish

n. Attila; Hunların kralı

ATTILA THE HUN : English Turkish

Hun Attila; orta ve doğu Avrupa’nın pek çok bölümünü istila etmiş ve aşmış Hunların 5’inci yüzyıldaki kralı

ATTIRE : English Turkish

v. giydirmek; donatmak

ATTIRE : English Turkish

n. giysi, kıyafet, elbise, kılık, süs

ATTIREMENT : English Turkish

n. giyim kuşam, giyecek, giysi, giyinme, kuşanma; dekorasyon, süsleme, güzel hale getiren şey

ATTITUDE : English Turkish

n. tutum, tavır, davranış, poz, durum, konum, fikir, düşünce, duruş

ATTITUDE OF MIND : English Turkish

düşünce tarzı, kafa yapısı

ATTITUDINAL : English Turkish

adj. birinin durumunu ifade etme; tutumsal, davranışsal

ATTITUDINISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) pozuna girmek, gibi davranmak; trip yapmak, tavır takınmak (attitudinize olarak da yazılır)

ATTITUDINIZE : English Turkish

v. tavır takınmak, poz yapmak, kasılmak, yapmacık davranmak, havalara girmek