Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

POSTMARK : English Turkish

n. posta damgası

POSTMARK : English Turkish

v. posta damgası basmak, damgalamak (posta)

POSTMASTER : English Turkish

n. posta müdürü, postane müdürü

POSTMASTER GENERAL : English Turkish

posta bakanı

POSTMERIDIAN : English Turkish

adj. öğleden sonraki, öğleden sonraya ait

POSTMISTRESS : English Turkish

n. posta müdiresi, postane müdiresi

POSTOPERATIVE : English Turkish

adj. ameliyat sonrası, ameliyattan sonraki

POSTPONE : English Turkish

v. ertelemek, tecil etmek, sonraya bırakmak, geciktirmek

POSTPONED : English Turkish

adj. ertelenen, ertelenmiş

POSTPONEMENT : English Turkish

n. erteleme, tecil, tehir, geciktirme, geri kalma, sonuna ekleme [dilb.]

POSTPOSITION : English Turkish

n. edat, ilgeç, takı, sonuna ekleme, sonuna konma

POSTPOSITIVE : English Turkish

adj. sona gelen, edat ile ilgili

POSTPOSITIVE : English Turkish

n. edat, ilgeç

POSTPRANDIAL : English Turkish

adj. yemek sonrası, yemekten sonraki

POSTSCRIPT : English Turkish

n. not, ek yazı, dipnot, ek

POSTULANT : English Turkish

n. aday, namzet, papaz adayı

POSTULATE : English Turkish

n. koyut, doğru varsayılan kanıtsız önerme, esas

POSTULATE : English Turkish

v. şart koymak, talep etmek, ispatsız olarak kabul ettirmek, doğru varsaymak, postulat olarak kabul etmek, seçmek (göreve)

POSTURE : English Turkish

n. poz, duruş, durum, tavır, hal, vaziyet

POSTURE : English Turkish

v. poz vermek, yapmacık tavır takınmak, taslamak

POSTWAR : English Turkish

adj. savaş sonrası, savaştan sonraki

POSY : English Turkish

n. çiçek demeti, buket, vecize, kısa şiir

POT : English Turkish

n. kap, demlik, cezve, çanak, saksı, çömlek, testi, kupa, toprak kap, pot, ortaya konan para, pota (maden), lazımlık, esrar

POT : English Turkish

v. saksıya dikmek, konservelemek, bilardo topunu deliğe sokmak, yemek içim avlamak, rasgele ateş edip öldürmek, cebe indirmek, lazımlığa oturtmak

POT BARLEY : English Turkish

n. bir tür arpa, kabuksuz arpa