Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AUREATELY : English Turkish

adv. altınımsı, altın gibi, altına benzer

AUREATENESS : English Turkish

n. altından olma durumu, altınla yapılma durumu altınlık, altın sarılığı; parlaklık, aşırı süslülük, gösterişlilik

AURELIUS : English Turkish

n. Marcus Aurelius (MS
180), Roma imparatoru, "The Meditations (Meditasyonlar)" felsefi çalışmasının yazarı

AUREOLA : English Turkish

n. hale, ayla, ağıl, ışık halkası, atmosfer

AUREOLE : English Turkish

n. hale, ayla, ağıl, ışık halkası, atmosfer

AUREOMYCIN : English Turkish

n. bir ilaç adı

AUREUS : English Turkish

n. eski Roma'da altından bozuk para birimi

AURIC : English Turkish

adj. altınla ilgili, altınlı; altından yapılan, altından türetilen, üç değerli altın içeren, altın içerikli (Kimya)

AURICLE : English Turkish

n. kulak kepçesi, kulakçık

AURICLED : English Turkish

adj. kulakçık ile ilgili, kulakçığa özgü, kalp kulakçığıyla ilgili, kalp kulakçığına özgü

AURICULA : English Turkish

n. ayıkulağı

AURICULAR : English Turkish

adj. fısıldanmış, gizlice söylenmiş; kulaktan kulağa yayılmış; kulak kepçesiyle ilgili

AURICULAR EVIDENCE : English Turkish

işitsel kanıt, kulaktan dolma kanıt, rivayet kanıt

AURICULAR TRADITION : English Turkish

kulaktan kulağa yayılarak gelen gelenek

AURICULAR WITNESS : English Turkish

kulak misafiri

AURICULARIA : English Turkish

n. bir larva türü

AURICULARIS : English Turkish

adj. kulakla ilgili, kulağa özgü, duymayla ilgili, işitmeyle ilgili

AURICULARLY : English Turkish

adv. duyarak, işiterek

AURICULATE : English Turkish

adj. kulaklı, kulak şeklinde olan, kulakları olan, kulağa benzeyen

AURIFEROUS : English Turkish

adj. altınlı, altın içeren

AURIFORM : English Turkish

adj. kulak şeklinde, kulak gibi

AURIGA : English Turkish

n. Arabacı Takımyıldızı; Kuzey yarımküre takımyıldızı

AURIGNAC : English Turkish

n. güneybatı Fransa’nın Pyrenee dağlarında bir köy, pek çok tarihî eserin çıkarıldığı alan

AURIGNACIAN : English Turkish

adj. kaba taş ve kemik araçların kullanılması ve basit mağara çizimlerinin yapılmasından oluşan Paleolitik kültürlerinin veya bu kültürlerle ilgili ya da bu kültüre ait

AURIS : English Turkish

n. kulak, duyum için kullanılan vücut parçası, işitme organı