Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PRIVATE BRANCH EXCHANGE : English Turkish

n. PBX, bir kuruluşun sahibi olduğu telefon sistemi (her işçinin diğer işçilerle birkaç dış hattı paylaşırken bir tane dahili hattının olduğu)

PRIVATE COMPANY : English Turkish

özel şirket [brit.]

PRIVATE CORPORATION : English Turkish

özel şirket, tüzel kişiler

PRIVATE EYE : English Turkish

özel dedektif

PRIVATE FIRST CLASS : English Turkish

kıdemli er

PRIVATE INCOME : English Turkish

kişisel gelir

PRIVATE MESSAGE : English Turkish

kişiye özel mesaj, kullanıcılar arasında bir sohbette gönderilen ve diğer kullanıcıların okuyamadığı mesaj, PM

PRIVATE PARTS : English Turkish

edep yerleri, mahrem yerleri

PRIVATE PARTY : English Turkish

özel parti

PRIVATE PRAYER : English Turkish

n. sessiz dua, içinden edilen dua

PRIVATE REASONS : English Turkish

n. özel nedenler

PRIVATE SOLDIER : English Turkish

n. er, nefer

PRIVATE TUITION : English Turkish

n. özel ders

PRIVATE VIEW : English Turkish

kişisel görüş, şahsi görüş

PRIVATE VIEW OF A FILM : English Turkish

n. filmin özel gösterimi

PRIVATEER : English Turkish

v. hükümet izniyle korsanlık yapmak, hükümet izniyle düşman gemiye saldırmak (tic. gemi)

PRIVATEER : English Turkish

n. düşmana saldırmaya izinli özel ticaret gemisi, korsan, hükümet izniyle çalışan korsan gemi, hükümet izniyle çalışan korsan gemi tayfası

PRIVATES : English Turkish

n. edep yerleri, erler, mahrem yerleri

PRIVATION : English Turkish

n. yoksunluk, mahrumiyet, yokluk, ihtiyaç, yoksulluk

PRIVATIVE : English Turkish

n. olumsuzluk eki, olumsuzluk belirten kelime

PRIVATIVE : English Turkish

adj. mahrum eden, yoksun bırakan, olumsuz şekle çeviren

PRIVET : English Turkish

n. kurtbağrı

PRIVILEGE : English Turkish

n. ayrıcalık, imtiyaz, dokunulmazlık, özel hak, rüçhan hakkı

PRIVILEGE : English Turkish

v. ayrıcalık tanımak, imtiyaz vermek

PRIVILEGE OF PARLIAMENT : English Turkish

milletvekili dokunulmazlığı