Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RAFFIA : English Turkish

n. rafya (palmiye), lif sicim

RAFFISH : English Turkish

adj. hovarda, rezil, gösterişçi

RAFFLE : English Turkish

n. eşya piyangosu, çekiliş, piyango

RAFFLE : English Turkish

v. piyangoya koymak, piyango çekmek, çekilişe katılmak

RAFFLE OFF : English Turkish

piyangoya koymak

RAFIAH : English Turkish

n. Refah, Gazze Şeridi'nde bir yerleşke; Mısır'da bir kasaba

RAFSANJANI : English Turkish

n. Rafsancani, Haşimi Rafsancani (1934 doğumlu), İran devlet başkanı
1997

RAFT : English Turkish

n. sal, yığın, büyük miktar

RAFT : English Turkish

v. sala binmek, sal ile taşımak, sal yapmak

RAFTER : English Turkish

n. çatı kirişi, kiriş, sal yapan kimse

RAFTING : English Turkish

n. rafting, ırmakta sal ile ilerleme

RAFTSMAN : English Turkish

n. salcı

RAG : English Turkish

n. gazete bozuntusu, paçavra, çaput, kırpık, kırpıntı, değersiz şey, mendil, kâğıt para, kaba şaka, muziplik, şamata, gürültü, kesik tempolu caz müziği

RAG : English Turkish

v. dalga geçmek, kaba şaka yapmak, dağıtmak, şamata yapmak, herkesi ayağa kaldırmak, azarlamak, paylamak

RAG AND BONE MAN : English Turkish

eskici

RAG BAG : English Turkish

çaput torbası, karmaşa, kargaşa

RAG BOLT : English Turkish

kancalı bulon

RAG DOLL : English Turkish

ez bebek

RAG FAIR : English Turkish

it pazarı

RAGAMUFFIN : English Turkish

n. paçavralar içindeki kimse, baldırı çıplak, pasaklı tip

RAGE : English Turkish

n. kudurma, hiddet, köpürme, öfke, gazap, arzu, galeyan, hırs, tutku, rağbette olan şey, moda

RAGE : English Turkish

v. kudurmak, köpürmek, sinirinden kudurmak, şiddetli olmak, şiddetli esmek

RAGGAMUFFIN : English Turkish

n. ragga, bir ragga müziği biçimi

RAGGED : English Turkish

adj. yırtık pırtık, lime lime, kırpık kırpık, pütürlü, düzensiz, pejmürde, bakımsız, dağınık, karman çorman, olmamış, eksik, cırlak, kulağı tırmalayan

RAGMAN : English Turkish

n. eskici