Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RAUSCHENBERG : English Turkish

n. bir soyadı; Robert Rauschenberg (1925 doğumlu), çeşitli medya kuruluşlarında çalışmış Amerikalı pop sanatçısı (resim, heykel, kolaj ve basım dahil)

RAV BARIACH SAFETY LOCK : English Turkish

Rav Bariach güvenlik kilidi, güvenlikli kilit tipi

RAVAGE : English Turkish

n. tahrip, yıkım, zarar, yıkıcı etki, tahrip etkisi

RAVAGE : English Turkish

v. yıkmak, harap etmek, kırıp geçirmek

RAVE : English Turkish

n. çılgınlık, deli olma, coşku, coşkulu tezahürat, çılgın parti, kasanın kenarlarına takılan parmaklıklar, kamyon kasasını yükseltmek için takılan tahtalar

RAVE : English Turkish

v. saçmalamak, abuk sabuk konuşmak, çıldırmak, deli olmak, kudurmak, küplere binmek, hayran olmak

RAVE ABOUT : English Turkish

hayran olmak, deli olmak (için)

RAVE UP : English Turkish

çılgın parti

RAVEL : English Turkish

n. dolaşıklık, karışıklık, sökük iplik, kaçmış ilmek

RAVEL : English Turkish

v. sökmek, çözmek, tel tel ayırmak, dolaştırmak, karıştırmak, sökülmek, çözülmek

RAVEL OUT : English Turkish

çözülmek, sökmek, sökülmek, tel tel ayrılmak

RAVEN : English Turkish

n. kuzgun, kara karga (büyük)

RAVEN : English Turkish

v. av aramak, yağmalamak, oburca yemek, yiyip bitirmek, aç olmak (bir şeye), hasret olmak, susamak (bir şeye)

RAVEN : English Turkish

adj. kuzguni, simsiyah

RAVENOUS : English Turkish

adj. aç kurt gibi, açgözlü, gözü aç, aç, gözü dönmüş, obur, pisboğaz, yırtıcı

RAVENOUS HUNGER : English Turkish

n. şiddetli açlık

RAVER : English Turkish

n. homoseksüel

RAVINE : English Turkish

n. dar ve derin vadi, dağ geçidi

RAVING : English Turkish

n. deli saçması, zırva, çılgınlık

RAVING : English Turkish

adj. gözü dönmüş, kudurmuş, çılgın, saçma, deli saçması, zırva, fantastik, olağanüstü

RAVINGS : English Turkish

n. deli saçması, zırva, çılgınlık

RAVIOLI : English Turkish

n. ravioli, İtalyan mantısı

RAVISH : English Turkish

v. gaspetmek, kaçırmak, ırzına geçmek, tecâvüz etmek, tutkun etmek, kâlbini çalmak, mest etmek, kendinden geçirmek

RAVISHER : English Turkish

n. tecâvüzcü, zorba, alçak

RAVISHING : English Turkish

adj. büyüleyici, çekici, aklını başından alan, mest eden