English Turkish
AVEC PLAISIR : English Turkish
memnuniyetle, seve seve (Fransızca)
AVEDON : English Turkish
n. bir soyadı; Richard Avedon (
2004), Amerikalı modacı ve ünlü fotoğrafçısı
AVENA : English Turkish
n. yulaf, çayır yulafı
AVENGE : English Turkish
v. öcünü almak, intikamını almak; acısını çıkarmak
AVENGE A WRONG : English Turkish
intikam almak, bir saldırının intikamını almak
AVENGE BLOOD : English Turkish
intikam almak, öç almak, kanını almak, kanı yerde bırakmamak, ailesine zarar veren birinden intikam almak
AVENGE ONESELF : English Turkish
öç almak, intikam almak
AVENGED HIS DEATH : English Turkish
ölümünün intikamını aldı, onun öldürülmesinin öcünü aldı
AVENGEFUL : English Turkish
adj. hınçlı, intikamcı, kinci, kindar, intikam güden, öç peşinde koşan
AVENGEMENT : English Turkish
n. intikamcı, öç; ceza
AVENGER : English Turkish
n. öç alan kimse, intikamcı
AVENGER OF BLOOD : English Turkish
intikamcı, başkasının kanının intikamını alan, bir başkasının öcünü alan
AVENGING : English Turkish
adj. intikam peşinde olan, hak arayan, öç alma peşinde koşan
AVENGING ANGEL : English Turkish
n. intikam meleği
AVENGINGLY : English Turkish
adv. hınçlı bir şekilde, intikamcı bir şekilde, kinci bir şekilde, kindarca, intikam güder bir şekilde, öç peşinde koşa bir şekilde
AVENS : English Turkish
n. karanfil kökü, karanfil otu, tüysü yaprakları ve renkli çiçekleri olan uzun ömürlü bir yabani ot; beyaz çiçekleri olan bir dağ fundası
AVENTURINE : English Turkish
n. yıldız taşı, renkli benekli cam, mika veya diğer minerallerle pullandırılmış saydam cam
AVENUE : English Turkish
n. bulvar, ağaçlı yol, iki yanı ağaçlıklı yol; cadde, yol
AVENUE OF APPROACH : English Turkish
yaklaşma istikameti, yaklaşma yolu, (Askerî) taarruz halindeki bir kuvvetin hedefine veya yolu üzerindeki kilit bir noktaya açılan yer veya havayolu rotası
AVENUE OF ESCAPE : English Turkish
kaçış istikameti, kaçış yolu
AVENUE OF SUCCESS : English Turkish
aşarı istikameti, başarı yolu, başarmanın yolu, başarılı olmanın yolu
AVENUE TO FAME : English Turkish
n. şöhrete giden yol
AVER : English Turkish
v. iddia etmek, söylemek, kanıtlamak
AVERAGE : English Turkish
n. ortalama, averaj, avarya; hasar, zarar; cari fiyat (borsa),
AVERAGE : English Turkish
adj. ortalama; sıradan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani