Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
AVERAGE : English Turkish

v. ortalamasını bulmak, ortalama olarak almak

AVERAGE ADJUSTER : English Turkish

avarya dispeççisi

AVERAGE AGE : English Turkish

ortalama yaş, orta değer yaş, genel yaş, çoğunluktaki yaş; orta yaş

AVERAGE AMOUNT : English Turkish

n. ortalama miktar

AVERAGE BALANCE : English Turkish

ortalama nakit dengesi, bir hesabın belirli bir zaman dilimindeki ortalama nakit dengesi

AVERAGE CITIZEN : English Turkish

n. ortalama vatandaş, ortalama kimse, orta değerde kişi, sıradan kimse, sıradan vatandaş

AVERAGE COST : English Turkish

ortalama maliyet, bir ürünün veya imalat faktörünün ortalama maliyeti

AVERAGE FAMILY : English Turkish

ortalama aile, hiçbir halde sıra dışı olmayan aile, geliri çocuk seviyesi vs ortalama istatistikler aralığında olan aile

AVERAGE HEIGHT : English Turkish

ortalama boy, ortalama yükseklik, orta boyda, orta yükseklikte

AVERAGE INDEX : English Turkish

ortalama endeks, ortalama enflasyon oranı

AVERAGE MAN : English Turkish

ortalama adam, ortalama kimse, sıradan kimse, sıradan erkek

AVERAGE PERSON : English Turkish

ortalama kimse, tipik bireyi sıradan kişi

AVERAGE RATE OF PROFIT : English Turkish

ortalama kâr oranı, ortalama kazanç oranı

AVERAGE REVENUE : English Turkish

ortalama gelir, bir şirketin bir ürün veya hizmetin satışından elde ettiği ortalama kâr

AVERAGE TOTAL CHARGES : English Turkish

ortalama toplam fiyatlar, bir ürün için yapılan ortalama ödemeler

AVERAGE VARIABLE CHARGES : English Turkish

ortalama değişken fiyatlar, büyüklüğü ürün imalatının hacmine bağlı olan ortalama ödemeler

AVERAGE WAGE : English Turkish

n. ortalama aylık, ortalama maaş, ortalama ücret

AVERAGENESS : English Turkish

n. ortalamalılık, ortalama olma durumu, sıradan olma durumu

AVERMECTIN : English Turkish

n. insanlar için kuvvetli kurt döken ve hayvanlar için de kuvvetli böcek kıran olan laktonlar grubundan herhangi biri

AVERMENT : English Turkish

n. iddia, delil, kanıt

AVERNUS : English Turkish

n. Napoli (İtalya) yakınlarında bir göl

AVERNUS : English Turkish

n. cehennem

AVERRUNCATOR : English Turkish

n. budama aracı, ağaç budamak için kullanılan makas, budama makası

AVERSE : English Turkish

adj. karşı olan, aksi görüşte olan; hoşnutsuz, isteksiz, gönülsüz

AVERSELY : English Turkish

adv. isteksizce, gönülsüzce, tereddüt ederek, istemeyerek, istemeye istemeye