Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RICO : English Turkish

n. "Puerto Rico" isminin bir parçası(kuzey Karaip Denizi'nde bulunan bir ada, ABD devletler topluluğundan)

RICOCHET : English Turkish

n. sekme, sekerek gitme, keman yayını zıplatarak çıkarılan ses

RICOCHET : English Turkish

v. sekmek, zıplamak

RICOCHETTING : English Turkish

n. sekme

RICOH CO., LTD. : English Turkish

n. ofis malzemeleri üreten ve pazarlayan 1936 yılında kurulan ("Riken Kankoshi Co." ismi altında) Japon şirketi (fotokopi cihazları, yazıcılar, bilgi ekipmanları, kameralar, optik cihazlar, elektronik ekipmanlar)

RICTUS : English Turkish

n. agız açıklığı, gaga açıklığı, riktüs

RID : English Turkish

v. kurtarmak, temizlemek, kurtulmuş

RIDDANCE : English Turkish

n. kurtulma, başından atma

RIDDEN : English Turkish

adj. istilasına uğramış, akınına uğramış, basmış

RIDDER : English Turkish

n. Kazakistan'da bir kasaba

RIDDLE : English Turkish

n. bilmece, bulmaca, sır, muamma, kalbur

RIDDLE : English Turkish

v. bulmaca çözmek, bilmecenin cevabını söylemek, sırrını çözmek, bilmece gibi konuşmak, üstü kapalı konuşmak, kalburdan geçirmek, elemek, kalbura çevirmek, delik deşik etmek, doğruluğunu sınamak, eleştirmek

RIDDLE SMB. WITH BULLETS : English Turkish

v. delik deşik etmek, kalbura çevirmek

RIDDLE WITH HOLES : English Turkish

v. delik deşik etmek

RIDE : English Turkish

n. binme, gezinti, dolaşma, gezinti yolu

RIDE : English Turkish

v. binmek (at veya bisiklet), arabayla gezmek, arabaya binmek (sürmeden), süzülmek, kayar gibi görünmek (ay, bulut vb), yüzmek, havada kalmak, karara bağlanmamış olmak, sürüklenmek, üst üste binmek, taşımak (omuzunda vb), kullanmak, geçmek (yol), gırgıra almak, binmek, sataşmak, kafa bulmak

RIDE A BICYCLE : English Turkish

v. bisiklete binmek

RIDE A HORSE : English Turkish

ata binmek

RIDE ASTRIDE : English Turkish

acaklarını ayırarak ata binmek

RIDE ATILT AT SMB : English Turkish

v. saldırmak

RIDE DOWN : English Turkish

atla yetişip yakalamak, atla çiğnemek

RIDE IN A TRAIN : English Turkish

v. trene binmek, trenle gitmek

RIDE ON A BICYCLE : English Turkish

v. bisiklete binmek

RIDE OUT : English Turkish

atla gezintiye çıkmak, kazasız belâsız atlatmak, sağ salim çıkmak (fırtına vb)

RIDE PILLION : English Turkish

v. terkiye binmek, terkide gitmek