Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RIDE ROUGH OVER : English Turkish

v. hakkını çiğnemek, adam yerine koymamak, kötü davranmak

RIDE THE BEAM : English Turkish

v. radyo sinyallerine göre uçmak

RIDER : English Turkish

n. binici, atlı, bisikletçi, bisikletli, ek parça, oynak parça, destek, ilave

RIDGE : English Turkish

n. sırt, yükselti, tepe, dağ sırası, dağ silsilesi, çıkıntı, çapalanmış düz sıra, kabarık çizgi (toprak, deniz)

RIDGEPOLE : English Turkish

n. çatı merteği (inşaat)

RIDGEWAY : English Turkish

n. dağ yolu

RIDICULE : English Turkish

n. alay, dalga geçme

RIDICULE : English Turkish

v. alay etmek, dalga geçmek, alay konusu yapmak, alaya almak

RIDICULOUS : English Turkish

adj. gülünç, komik, anlamsız, rezalet

RIDICULOUSNESS : English Turkish

n. maskaralık, gülünçlük, anlamsızlık

RIDING : English Turkish

n. binicilik, binme, ata binilen alan, binici yolu, idari bölge [brit.]

RIDING : English Turkish

adj. binek, binicilik

RIDING ACADEMY : English Turkish

inicilik okulu

RIDING BREECHES : English Turkish

süvari pantolonu

RIDING HABIT : English Turkish

inici kıyafeti (kadın), kadın binici giysisi

RIDING HORSE : English Turkish

inek atı

RIEL : English Turkish

n. bir soyadı; Louis Riel (
1885), batıda 1885 yılında Kanada Otoritesine karşı kendilerinin toprak hakları için isyan eden kendi melez halkına yardım etmiş olan Kanadalı isyancı ve lider (Kanadalı yetkililer onu yakaladılar ihanet suçundan yargıladılar ve asarak idam ettiler)

RIEMANN : English Turkish

n. Georg Friedrich Bernhard Riemann (
66), Alman matematikçi, Öklit harici geometrinin kurucusu

RIFE : English Turkish

adj. yaygın, çok bulunan, salgın, dolu

RIFF RAFF : English Turkish

n. ayaktakımı, döküntü tipler

RIFFLE : English Turkish

n. ayırma ızgarası, ızgara, yiv, oluk, kâğıtları ikiye bölüp karıştırma

RIFFLE : English Turkish

v. oluk açmak, iskambil kâğıtlarını karmak, aceleyle çevirmek (sayfa), çabuk çabuk çevirmek (sayfa)

RIFLE : English Turkish

n. tüfek, yivli tüfek

RIFLE : English Turkish

v. yiv açmak, soymak, yağma etmek, soyup soğana çevirmek, ceplerini boşaltmak

RIFLE BUTT : English Turkish

n. dipçik