Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ROLLING CHAIR : English Turkish

n. tekerlekli sandalye

ROLLING DOWN : English Turkish

kötüleşme, fenalaşma, bozulan, yıkılan, köhne, harap

ROLLING IN : English Turkish

içeri doğru hücum eden, içeri doğru akan

ROLLING IN MONEY : English Turkish

çok zengin, para içinde yuvarlanan

ROLLING KITCHEN : English Turkish

n. seyyar mutfak [ask.]

ROLLING MILL : English Turkish

hadde, hadde fabrikası

ROLLING ON THE FLOOR : English Turkish

yerde yuvarlanıyorum, (İnternet argosu) bu çok eğlenceli! , haha! (eğlendiğini ifade etmek için kullanılan)

ROLLING ON THE FLOOR LAUGHING : English Turkish

ROFL, çok gülüyorum, bu çok eğlenceli! (İnternet sonbet jargonu)

ROLLING ON THE FLOOR LAUGHING AND PEEING MY PANTS : English Turkish

yerde gülerek yuvarlanıyor ve pantalonuma işiyorum, çok gülüyorum, gülmekten kendimi alamıyorum!, ROFLAPMP (İnternet sonbet jargonu)

ROLLING ON THE FLOOR LAUGHING AND SCARING THE CAT : English Turkish

yerde gülerek dönen ve kediyi korkutan, o kadar çok gülüyürumki sandalyemden düştüm ve kediyi korkuttum (sıklıkla İnternet Argosu: ROFLASTC olarak kullanılan)

ROLLING ON THE FLOOR LAUGHING UNABLE TO SPEAK : English Turkish

konuşamayacak şekilde yerde gülerek yuvarlanıyorum, ROFLUTS, çok gülüyorum, bu çok eğlenceli (İnternet sonbet jargonu)

ROLLING OVER : English Turkish

ters dönen, yuvarlanan, diğer tarafına yuvarlanarak dönen

ROLLING PIN : English Turkish

oklava, merdane

ROLLING PRESS : English Turkish

n. merdaneli pres, merdane, ütü makinesi, baskı makinesi

ROLLING STOCK : English Turkish

demiryolu araçları, lokomotif ve vagonlar

ROLLING STONE : English Turkish

n. yuvarlanan taş, müzik ve eğlence konularını işleyen iki haftada bir yayınlanan Amerikan dergisi

ROLLING STONE : English Turkish

avare avare dolaşan kimse, durup dinlenmeden orada burada gezinen kimse, yuvarlanan taş

ROLLING STONE : English Turkish

n. yuvarlanan taş, döne döne hareket eden kaya; serseri, berduş, çapkın, hovarda, bir yere yerleşip kalmak istemeyen kimse

ROLLING STONE GATHERS NO MOSS : English Turkish

n. yuvarlanan taş yosun tutmaz, yuvarlanan taş yosunları bir araya toplamaz, sıkça seyahat eden insanlar herhangi bir yerde kökleri olmaması gibi veya bir yere yerleşememek gibi bir bedel öderler; her an gitmeye hazır insanlar veya hep seyahat eden insanlar sorumluluktan ve ilgiden kaçınırlar

ROLLING STONES : English Turkish

yuvarlanan taşlar, solisti Mick Jagger olan ve rock müziğinin gelişmesini yüksek oranda etkileyen 1960'larda başlayan İngiliz rock grubu

ROLLING TARGETS : English Turkish

yuvarlanan hedefler, amaçların ve faaliyet şekillerinin durumlara göre değiştiği yönetim metodu

ROLLING UP : English Turkish

yükselen, yukarı doğru katlanan; birleşme, kaynama, iştirak, katılma, katılan, iştirak eden, pay alan

ROLLMOP : English Turkish

n. şişte pişirilmiş ringa balığı, ringa balığı şişi

ROLLOUT : English Turkish

n. yeni bir uçağın ilk kamusal tanıtımı; yeni bir hizmet veya ürünün başlangıç teklifi

ROLLOVER : English Turkish

n. alt üst dönme hareketi, ters dönme durumu; farenin körsırı üzerinden geçtiğinde bir değişime sebep olan JavaScript elementi (İnternet); devir, bir tam dönü; paranın bir yatırımdan diğerine dönüştürülmesi veya transfer edilmesi (Ekonomi)