Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ROLL OUT : English Turkish

haddeden geçirmek, oklava ile açmak, dürülmüş şeyi açmak, açarak yaymak, kalın sesle söylemek

ROLL OUT : English Turkish

v. yataktan çıkmak, yataktan kalkmak; oklava ile açmak, yayıp düzlemek (hamur gibi, hamur açmak gibi); sunmak, bilgilendirmek, takdim etmek, kamuya tanıtmak, toplumun gözü önüne sermek, toplumun bilmesi için açığa çıkartmak; bir dönme manevrası gerçekleştirmek (rakibi kandırmak için) (Amerikan Futbolu)

ROLL OUT : English Turkish

n. bir uçağın kamuya ilk tanıtımı; oyun kurucu tarafından yapılan aldatma manevrası (Amerikan Futbolu)

ROLL OVER : English Turkish

çevirmek, yuvarlanmak, bir taraftan öbür tarafa yuvarlanmak

ROLL UP : English Turkish

harekete geçmek, yanaşmak, araba ile gelmek, gelmek, çıkagelmek, yuvarlanmak, toplanmak, yığılmak, birikmek, sarmak, dürmek, sıvamak, biriktirmek, yığmak

ROLL UP ONE'S SLEEVES : English Turkish

kollarını sıvamak, kolları sıvamak, işe girişmek, işe koyulmak

ROLL YOUR OWN : English Turkish

kendi rolünü oyna, kendi başına yapmak; kendi başına sarmak (öz. sigaraları); kendi programını yazmak, RYO (İnternet Argosu)

ROLL-ON DEODORANT : English Turkish

aşlığı top gibi döner deodorant, küre deodorant, terlemeyi ve vücut kokusunu önlemek için koltuk altına sürülebilen şişelenmiş malzeme

ROLL-ON ROLL-OFF : English Turkish

n. roro, kargonun bir rampa kullanılarak bindirilip indirildiği bir gemiyi yükleme ve boşaltma sistemi

ROLLABLE : English Turkish

adj. yuvarlanabilir, döndürülebilir, dürülebilir, sarılabilir

ROLLAWAY : English Turkish

adj. kolay hareket ettirebilme ve depolama için küçük tekerleklerle donatılmış

ROLLAWAY : English Turkish

n. kolayca hareket ettirilebilmesi için küçük tekerleklerle donatılmış mobilya parçası (yatak vb. gibi), tekerlekli mobilya

ROLLBACK : English Turkish

n. geri püskürtme, püskürtme (düşman), aşağı çekme, düşürme, ucuzlatma

ROLLBAR : English Turkish

n. bir arabada araç ters döndüğünde veya takla attığında yolcuları ve sürücüyü korumak için aracın tavanından geçecek şekilde yerleştirilen çatı ve tavan koruyucu çelik çubuk

ROLLED : English Turkish

adj. yuvarlanmış, dönmüş, etrafında döne döne hareket etmiş; bir silindir şekline dönüşmüş, yuvarlanmış; bir makara veya bobine sarılmış

ROLLED HIS EYES : English Turkish

gözlerini çevirmiş, gözlerini yuvarlamış, gözünün ekseni etrafında dönmesine sebep olmuş, gözlerini kırpmış

ROLLED OFF THE PRESS : English Turkish

ortaya çıkmış, yayınlanmış, yazılması veya baskısı bitmiş

ROLLED UP : English Turkish

dürülmüş, katlanmış, kıvrılmış, sarılmış, saklanmış, gizlenmiş, yukarı kıvrılmış, yukarı kaldırılmış

ROLLER : English Turkish

n. oklava, merdane, silindir, bobin, makara, bigudi, rulmân, tekerlek, baskı silindiri, sarma çubuğu, sahile çarpan dalga, gök kuzgun, takla atan güvercin

ROLLER BANDAGE : English Turkish

andaj, sargı

ROLLER BEARING : English Turkish

makaralı yatak

ROLLER BLADE : English Turkish

n. tekerlekli paten, roller blade

ROLLER BLADES : English Turkish

tekerlekli paten, tekerlekleri iki sütun halinde düzenlenmiş döner patenler

ROLLER BLADING : English Turkish

n. tekerlekli patenle kayma, tekerlekli paten kullanarak kaykay yapma şekli

ROLLER COASTER : English Turkish

lunapark treni, yükseklere çıkıp birden inen heyecanlı tren