English Turkish
SELF-FEEDING : English Turkish
kendini besleyen, kendini doyuran, kendisine besin sağlayan
SELF-FERTILIZATION : English Turkish
kendini dölleyen, kendi kendini dölleme eylemi, bağımsız döllenme
SELF-FLAGELLATION : English Turkish
kendini kamçılama, kendini kırbaçlama, kendini suçlama eylemi, kendi kendini cezalandırma, bir hata veya problemden dolayı kendisini sorumlu tutma eylemi
SELF-FORGETFUL : English Turkish
kendini unutan, özgeci, başkalarını düşünen, kendisini düşünmeyen
SELF-FULFILLING PROPHECY : English Turkish
kendi gerçekleşen kehanet, sadece beklendiği için meydana gelen kehanet, kendini gerçekleştiren kehanet
SELF-HARDENING : English Turkish
kendiliğinden sertleşme, bağımsız şekilde katılaşma
SELF-HATE : English Turkish
kendinden nefret, kendini sevmeme
SELF-HELP : English Turkish
kendi kendine yardım, bir işi yaparken kendine yardım eden
SELF-IDENTITY : English Turkish
kim olduğunu bilen
SELF-IGNITION : English Turkish
kendinden ateşlemeli, bağımsız şekilde ateşlenen, kendi kendine tutuşan
SELF-IMPORTANTLY : English Turkish
kendisine önem veren bir şekilde, kendini beğenmiş bir şekilde, kibirli bir tarzda
SELF-IMPOSED : English Turkish
kendini yüklemiş, kendisini zorlamış
SELF-IMPOSED EXILE : English Turkish
kendi üzerine koyulmuş sürgün, kendini sürgün etme
SELF-IMPROVEMENT : English Turkish
kişisel gelişim, kendini daha iyi yapma
SELF-INDUCED : English Turkish
kendinden uyarılmış, kendinden indüklenmiş, kendi kendine sebep olmuş
SELF-INDULGENT : English Turkish
adj. kendisine anlayışlı, zevk arayan, kendi zevk ve arzularını gerçekleştirmeye eğilimli olan, kendisine lüks içinde muamele eden; kendisine hoşgörülü olmakla karakterize
SELF-INFLAMMATION : English Turkish
kendinden ateşlenen kıvılcım, otomatik indüklemeli
SELF-INFLICTED : English Turkish
kendi kendine vurmuş, kendisini tartışma konusu yapmış, kendisine sebep olmuş
SELF-INFLICTED DEFEAT : English Turkish
kendi mağlubiyetine sebep olan, kendisinin yenilmesine veya dövülmesine sebep olan
SELF-INITIATED : English Turkish
kendiliğinden başlayan, bağımsız bir şekilde başlamış
SELF-INSTRUCTION : English Turkish
kendini eğitme, bağımsız öğrenme, öğretmensiz öğrenme
SHUTTLE TRAIN : English Turkish
aynı hatta gidip gelen tren
SHUTTLECOCK : English Turkish
n. badminton topu, ucu tüylü mantar top
SHUTTLECRAFT : English Turkish
n. uzay gemisi
SHWARMA : English Turkish
n. shawarma, baharatlanmış közlenmiş kuzunun sandviç ekmeği (Orta Doğu'da popüler)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani