English Turkish
S/M : English Turkish
sadomazoşizm, sadizm+mazoşizm, başkalarına acı vermekten veya acıya maruz kalmaktan cinsel zevk alma
SA : English Turkish
n. kurtuluş ordusu, askeriye saflarında kurulan evangelizme adanmış ve sosyal hizmetler sunan uluslararası Hristiyan organizasyonu
SA : English Turkish
n. Güney Afrika, Afrika'nın en güney ucunda bulunan ülke
SAAB : English Turkish
n. İsveç'te üretilen bir otomobil
SAADAT : English Turkish
n. Arapça bir soyadı; Enver Sedat (
1981), Mısır'ın eski Devlet Başkanı, İsraille yapılan barış anlaşmasındaki rolünden ötürü 1978 Nobel Barış Ödülü sahibi (İsrail'in 6'ncı Başbakanı Menachem Begin ile ortaklaşa)
SAAG : English Turkish
n. ıspanak, saçma, saçmalık (Güney Asya ıspanağı)
SAAR : English Turkish
n. Saarland, güneybatı Almanya'da Almanya'nın 16 federal eyaletinden biri olan devlet; Sarre, batı Avrupa'da bir nehir; bir soyadı
SAARBRUEKCER ZEITUNG : English Turkish
Almanya2da yayınlanan büyük günlük gazete
SAARBRÜCKEN : English Turkish
n. güneybatı Almanya'da bir şehir
SAARC : English Turkish
n. Üye Devletler'de ekonomik ve sosyal gelişim sürecini hızlandırmayı amaçlayan organizasyon
SAARLAND : English Turkish
n. güneybatı Almanya'da Almanya'nın 16 federal eyaletinden biri olan devlet
SAB : English Turkish
n. kan dökülen sporlara karşı olmaktan dolayı tilkilerin avlanmasını engelleyen veya zorlaştıran kimse
SAB : English Turkish
v. kan dökülen sporlara karşı olmaktan dolayı tilkilerin avlanmasını engellemek veya zorlaştırmak
SABA : English Turkish
n. Hollanda Antilleri'nde küçük bir ada; bir soyadı
SABABA : English Turkish
n. (İbranice) güzel zaman, eğlence, iyi vakit (Argo)
SABADILLA : English Turkish
n. Meksika'ya özgü zambak çeşidi
SABBATARIAN : English Turkish
n. dini tatil gününe ait
SABBATH : English Turkish
n. tatil günü, dini tatil günü
SABBATH CANDLE : English Turkish
Şabat kandili, Sabbath arifesinde yakılan iki mumdan biri (Yahudilik)
SABBATH DAY'S JOURNEY : English Turkish
Şabat günü seyahati, Sabbath'ta bir Yahudi'nin Yahudi kurallarını çiğnemeden seyahet edebileceği bölge yada mesafe (2000 arşın yarıçapındaki bir alan)
SABBATH ELEVATOR : English Turkish
Şabat asansörü, Sabbath'ta çalışan asansör
SABBATH EVE : English Turkish
Şabat arefesi, Sabbath'dan önceki akşam, Cumartesi'den önceki akşam (dindar Yahudiler tarafından uygulanan dinlenme günü)
SABBATH GOY : English Turkish
Şabat çalışanı (Yahudi olmayan), Sabbath'ta Yahudilerce yapılması yasak olan şeyleri yapmak için kiralanan Yahudi olmayanlar
SABBATH LIMITS : English Turkish
Şabat kısıtlamaları, abbath'ta bir Yahudi'nin Yahudi kurallarını çiğnemeden seyahet edebileceği bölge yada mesafe (2000 arşın yarıçapındaki bir alan)
SABBATH NACHAMU : English Turkish
Ab'ın dokuzuncu oruç gününden sonra gelen Sabbath (Yahudi tapınağının tahrip edilmesinin yasının tutulduğu gün)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani