Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RYUKYU : English Turkish

n. batı Pasifik Okyanusu'nda adalar zinciri (Japon bölgesi)

RÉSEAU : English Turkish

n. ağ, şebeke, iletişim ağı; bir fotoğraf üzerindeki hat/çizgi ağı (Astronomi)

RÉUNION : English Turkish

n. Hint Okyanusu'nda bir ada, Fransa'nın deniz aşırı departmanı (eskiden Isle de Bourbon olarak bilinen)

RÍO BRAVO : English Turkish

n. Rio Grande'nin Meksikanca adı, Kolorado'dan (ABD) orta New Meksiko'yu (ABD) baştan sona geçerek New Meksiko ile Teksas arasındaki sınır boyunca akan ve Meksika Körfezine dökülen ABD ve Meksika'da bulunan uzun nehir; Meksika'da bir kasaba

RÓDHOS : English Turkish

n. Rodos, Türkiye kıyılarına yakın bir Yunan adası (ayrıca Rodos diye telaffuz edilir)

RÖSTI : English Turkish

n. dilimlenmiş veya ince şekilde kesilerek düz bir kek şekli verildikten sonra pişirilmiş İsviçre patates yemeği

S : English Turkish

n. güney, kuzeyin zıttı olan pusula istikameti

S : English Turkish

n. pazar, haftanın ilk günü

S : English Turkish

n. cumartesi, haftanın son günü

S : English Turkish

n. İngiliz alfabesinin 19'uncu harfi

S&M : English Turkish

sadomazoşizm, sadizm + mazoşizm, başkalarına acı çektirmekten veya acı çekmekten cinsel haz alma durumu

S'MORE : English Turkish

n. lokuma benzer şekerleme ve graham unundan yapılan çikolatalı krakerle hazırlanan atıştırmalık kurabiye sandiviç

S.A. : English Turkish

(Latince) tarihsiz

S.A. : English Turkish

n. seksi çekicilik, cinsel çekicilik, karşı cinsi cezbeden özellikler; genel çekicilik, cazibe, albeni

S.B : English Turkish

fen fakültesi mezunu

S.E. : English Turkish

güneydoğu, pusulada güney ve doğunun tam ortasını işaret eden yön

S.G. : English Turkish

danışman, hukuki danışman, hukuk danışmanı

S.M. : English Turkish

samarium, nadir bulunan metalik kimyasal element (Kimya)

S.N. : English Turkish

(Latince) isimsiz

S.O.B. : English Turkish

orospu çocuğu, ahlaksız ve nahoş kimse, aşağılık herif (Halk ağzı argosu)

S.O.S SIGNAL : English Turkish

n. imdat işareti

S.ONESELF : English Turkish

imdat işareti

S.R.O. : English Turkish

yanlızca bekleme odası, tüm koltukların satıldığı gösteri veya performans, tüm biletleri satılmış gösteri, kapalı gişe gösteri (Argo)

S.R.O. : English Turkish

tek odalı yaşam alanı, kiracıların düşük gelirli olduğu veya tek bir odada refah içinde yaşadığı daire veya bina veya ev veya konaklama oteli

S/C : English Turkish

kendi kendine yeten, müstakil, diğerlerine bağlı olmayan, bağımsız; kendisi üzerinde kontrolü elinde bulunduran