English Turkish
RUST REMOVER : English Turkish
n. pas çıkarıcı, pas temizleyici
RUST-COLORED : English Turkish
pas renginde, portakal renginde olan, pas renginde olan
RUSTIC : English Turkish
n. köylü, taşralı, hödük, kaba kimse, yontulmamış tip
RUSTIC : English Turkish
adj. köy, rustik, hoyrat, kırsal, köylü, sade, gösterişsiz, yontulmamış, kaba, kaba biçimli
RUSTIC STYLE : English Turkish
kırsal yerleşim yeri tarzında, küçük kasaba tarzında, köt stilinde
RUSTIC WARE : English Turkish
n. toprak rengi çini
RUSTIC WORK : English Turkish
n. kaba işçilik, rustik mobilya, köy işi mobilya
RUSTICALLY : English Turkish
adv. karmaşık olmayan sade bir tarzda, kültürsüz ve medenileşmemiş bir tarzda; kırsal bölge karakteristiğinde olana bir şekilde, bölgesel bir şekilde, bölgesel tarzda, yerel tarzda
RUSTICALNESS : English Turkish
n. basitlik, sadelik, karmaşık olmayan; kırsal olma özelliği, küçük bir kasaba veya köyün özelliği
RUSTICATE : English Turkish
v. köyde yaşamak, köye yerleşmek, basit yaşamak, sade bir hayatı olmak, köye göndermek, okuldan uzaklaştırmak [brit.], rustik tarzda yapmak
RUSTICATION : English Turkish
n. köyde yaşama, köylüleşme, uzaklaştırma (okuldan)
RUSTICATOR : English Turkish
n. basit ve sade bir şekilde yaşayan kimse; kırsal bölgede yaşayan kimse; bir üniversiteden uzaklaştırılan kimse (İngiliz İngilizcesi); bir duvarı kabaca kesilmiş taşlarla kaplayan kimse
RUSTICITY : English Turkish
n. köylülük, kırsallık, kabalık, yontulmamışlık, kaba biçimlilik
RUSTICNESS : English Turkish
n. kırsal olma vasfı, basitlik, sadelik, karmaşıklıktan uzaklık, küçük kasaba vasfı, yerellik
RUSTINESS : English Turkish
n. paslılık, paslanma, hamlama, körelme, hantallık
RUSTING : English Turkish
adj. korozyon ve pasla kaplı olma, paslanma, paslı olma
RUSTLE : English Turkish
n. hışırtı
RUSTLE : English Turkish
v. gıcırdamak, hışırdamak, hışırdatmak, çalmak (hayvan), gayret etmek, çaba harcamak, var gücüyle çalışmak
RUSTLE OF LEAVES : English Turkish
yaprakların hışırtısı, rüzgarda sallanan yaprakların sessiz ıslığı
RUSTLE UP : English Turkish
v. çabucak hazırlamak, bir çırpıda yapmak, uyduruvermek, organize etmek
RUSTLER : English Turkish
n. at hırsızı, sığır hırsızı
RUSTLESS : English Turkish
adj. paslanmaz
RUSTLING : English Turkish
adj. enerjik
RUSTLING : English Turkish
n. hışırtı
RUSTLINGLY : English Turkish
adv. hışırtılı bir sesle, yapraklar arasında esen rüzgarınkine benzer yumuşak bir sesle
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani