Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
RUSH IN : English Turkish

acele ile girmek, dalmak, aceleye getirmek, paldır küldür karar vermek, aniden gelmek

RUSH INTO : English Turkish

aceleye getirmek, düşünmeden girişmek, paldır küldür karar vermek, acele ile girişmek, dalmak, birden girmek

RUSH INTO EXTREMES : English Turkish

v. aşırıya kaçmak

RUSH INTO ONE'S MIND : English Turkish

v. birden aklına gelmek, aklına gelivermek

RUSH JOB : English Turkish

n. acele iş, aceleye getirilmiş iş

RUSH ORDER : English Turkish

n. acele sipariş

RUSH SMB. OFF ONE'S FEET : English Turkish

acele ettirmek, iki ayağını bir pabuca sokmak, sıkboğaz etmek

RUSH SMB. TO THE HOSPITAL : English Turkish

v. hastaneye yetiştirmek

RUSH THROUGH LEGISLATION : English Turkish

yasamada acele etmek, yasamayı hızlı çalıştırmak, zaman baskısından dolayı kanunları hızlıca geçirmek

RUSH TO A CONCLUSION : English Turkish

çabucak karar vermek, hızlı bir şekilde karara varmak

RUSH TO PASS THROUGH A BILL : English Turkish

acele etmek ve bir yasama teklifini geçirmek

RUSH UP : English Turkish

v. körüklemek

RUSH UP PRICES : English Turkish

v. fiyatları körüklemek

RUSHED : English Turkish

adj. acele, aceleyle, hızlı performans göstermiş, alelacele yapılmış

RUSHED IN : English Turkish

içeri atlamış, öne atılmış, önderlik etmiş, ilk noktaya veya en öne doğru yolunu zorlayıp iterek açmış

RUSHER : English Turkish

n. acele eden veya koşuşturan veya telaş içerisinde olan kimse veya şey; acele eden kimse, telaş yapan kimse

RUSHINGLY : English Turkish

adv. telaşlı bir şekilde, acele bir şekilde, hızlı bir şekilde

RUSHY : English Turkish

adv. uzun bataklık otları/çimenleri ile kaplanmış veya örtülmüş

RUSK : English Turkish

n. peksimet, galeta, gevrek

RUSS ROULETTE : English Turkish

n. rus ruleti

RUSS SALAD : English Turkish

n. rus salatası

RUSSELL : English Turkish

n. bir erkek ismi; bir soyadı

RUSSELL CROW : English Turkish

n. (1964 doğumlu) Yeni Zellanda doğumlu ünlü sinema oyuncusu

RUSSET : English Turkish

adj. kızıl kahverengi, rustik, sade

RUSSET : English Turkish

n. kızıl kahverengi, bir tür elma, el dokuması kaba kumaş