English Turkish
SACROSANCT : English Turkish
adj. çok kutsal, kutsal, yüce, dokunulmaz
SACROSANCTITY : English Turkish
n. son derece kutsallık, aşırı kutsallık, bozulmazlık, kutsanmış olma durumu
SACROSANCTNESS : English Turkish
n. son derece kutsallık, aşırı kutsallık, bozulmazlık, kutsanmış olma durumu
SACROSCIATIC : English Turkish
adj. kuyruksokumu kemiği ve kalça alt kemiği ile alakalı (Anatomi)
SACRUM : English Turkish
n. sakrum, kuyruksokumu kemiği
SAD : English Turkish
adj. mahzun, üzgün, hüzünlü, üzüntülü, üzücü, acı, acılı, acıklı, hazin, adam olmaz, iflah olmaz, kasvetli, iç karartıcı, koyu, hamur olmuş
SAD BREAD : English Turkish
n. içi hamur olmuş ekmek
SAD CLOWN : English Turkish
üzgün palyaço, görünürde mutlu olan ancak içinde gerçekten üzgün olan kimse
SAD FACE : English Turkish
üzgün yüz, mutsuz surat, mutsuzluğu gösteren yüz ifadesi, üzgün yüz
SAD IRON : English Turkish
iki sivriltilmiş ucu ve çıkarılabilir kulpu olan ütü
SAD MELODY : English Turkish
mahzun melodi, üzgün ton, kasvetli ton
SAD NEWS : English Turkish
üzücü haberler, mutsuz mesaj, üzüntü verici bilgi
SAD PICKLE : English Turkish
n. zor durum
SAD SACK : English Turkish
(Gayrı resmi) yetersiz beceriksiz kimse (genellikle bir asker); yetersizlikten ve beceriksizlikten dolayı hatalar yapan kimse
SAD THOUGHTS : English Turkish
mutsuz düşünceler, melankoliye sebep olan kederli düşünceler
SAD TIDINGS : English Turkish
kötü havadisler, mutsuz haberler, tatsız haberler, kederli ve kasvetli haberler
SAD VOICE : English Turkish
mutsuz ses, kasvetli ve iç karartıcı ses, yaslı ve kederli hazin ses
SAD-LOOKING : English Turkish
mahzun, mutsuz görünüş, mutsuz görüntüsü olan
SADDAM : English Turkish
n. Saddam, bir erkek ismi; Saddam Hüseyin (
2006), Irak'ın 30 Aralık 2006'da asılarak idam edilen eski Devlet Başkanı ve siyasi lideri (
2003)
SADDAM HUSSEIN : English Turkish
n. Saddam Hüseyin, (
2006) Irak'ın 30 Aralık 2006'da asılarak idam edilen eski Devlet Başkanı ve siyasi lideri (
2003)
SADDEN : English Turkish
v. üzmek, hüzünlendirmek, üzülmek
SADDENED : English Turkish
adj. umutsuz, morali bozuk, mutsuz; mutsuz olmasına sebep olmuş, moralinin bozulmasına sebep olmuş
SADDENING : English Turkish
adj. mutsuzluğa sebep olan, kedere sebep olan, moral bozukluğuna sebep olan
SADDENINGLY : English Turkish
adv. mutsuzluğa sebep olacak tarzda, moral bozukluğuna sebep olacak şekilde, kedere ve mahzunlaşmaya yol açacak şekilde
SADDLE : English Turkish
n. sırtın alt ucundan kesilmiş et, eyer, semer, sele, bisiklet selesi, yatak kovanı, sırt
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani