English Turkish
SADE ADU : English Turkish
n. Helen Folasade Adu (1959 doğumlu), Nijerya asıllı ünlü İngiliz şarkıcı
SADHU : English Turkish
n. (Hinduizm) Hindu kutsal bilgesi, Hintli dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş kutsal adam, Hindu rahip, Hintli kutsal fakir
SADIE : English Turkish
n. bir bayan ismi
SADIRON : English Turkish
n. iki sivri ucu ve çıkartılabilir kulpu olan ütü
SADISM : English Turkish
n. sadizm, sadistlik
SADIST : English Turkish
n. sadist
SADISTIC : English Turkish
adj. sadistçe (davranış vs.)
SADISTIC ACT : English Turkish
sadistçe davranış, kasten yapılan kötü davranış, yapana tatmin/memnuniyet veren kötü davranış
SADISTICALLY : English Turkish
adv. sadistçe, sadist bir şekilde, diğerlerine acı çektirmekten zevk alırken; partnerine acı çektirmekten veya onu aşağılamaktan cinsel zevk alarak
SADLY : English Turkish
adv. üzüntülü bir şekilde, acı bir şekilde, çok, son derece
SADNESS : English Turkish
n. üzüntü, keder, hüzün
SADO : English Turkish
pref. sado
SADO-MASOCHISM : English Turkish
sado-mazoşizm, sadizm ve mazoşizmin kombinasyonu, şiddet kullanımı ve cinsel fantazilerini gerçekleştirmek için acı çekme veya acı verme
SADOMASOCHISM : English Turkish
n. sadomazoşizm, sadizm+mazoşizm, başkalarına acı vermekten veya acıya maruz kalmaktan cinsel zevk alma
SADOMASOCHIST : English Turkish
n. sadomazoşist, başkalarına acı vermekten veya acıya maruz kalmaktan cinsel zevk alan kimse
SADOMASOCHISTIC : English Turkish
adj. sadomazoşistçe olan, sadizm ve mazoşizmin her ikisi ile karakterize, başkalarına acı vermekten veya acıya maruz kalmaktan cinsel zevk alan
SADS : English Turkish
sonbahar veya kış aylarında günlerin kısalması ile birlikte tekrarlayan depresyon; yılda bir aynı zamanlarda tekrar eden depresyon ile karakterize sendrom (genellikle sonbahar veya kış aylarında)
SAE : English Turkish
n. Güney-Afrika'da (Afrika'nın güney ucunda bulunan ülke) konuşulan İngilizce
SAE : English Turkish
kendi adresine gönderilen mektup, bir kimsenin kendi adresine gönderdiği mektup, alıcı adresi halihazırda üzerinde yazılı olan mektup
SAFAD CHEESE : English Turkish
safad peyniri, tuzlu peynir türü
SAFARI : English Turkish
n. safari
SAFARI HAT : English Turkish
safari şapkası, geniş kenarlı şapka, tropik güneşten koruyan şapka
SAFARI IN KENYA : English Turkish
Kenya'da safari, Kenya'da safari turu (Afrika'nın doğu kıyılarında bir ülke)
SAFAVID DYNASTY : English Turkish
n. Safavi hanedanlığı, bir Türk göçebe grubunun ilk parçasında gelen ve 1500'den 1722'ye kadar hüküm süren ve devlet dini olarak İslam'ın Şii mezhebini kuran Fars hanedanı
SAFE : English Turkish
n. kasa, çelik kasa
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani