English Turkish
SCLEROTOMIC : English Turkish
adj. kaburgalara ve omurgaya dönüşen bağlayıcı dokular oluşturan orta embriyolojik katmandaki dokular topluluğu dokularının parçası ile alakalı (Embriyoloji); sklerada kesik açmak için kullanılan cerrahi aletle alakalı (Tıp)
SCLEROTOMY : English Turkish
n. skleretomi, gözakındaki cerrahi kesik, skleranın kesilmesi işlemi (Tıp)
SCLEROUS : English Turkish
adj. sert, katı, sertleşmiş
SCNR : English Turkish
öür dilerim ama kendimi alamadım (üzgünüm dayanamadım) (İnternet argosu)
SCOBS : English Turkish
n. metal atıkları, metallarin atıkları
SCOFF : English Turkish
n. alay, küçümseme, dudak bükme, yemek
SCOFF : English Turkish
v. alay etmek, dalga geçmek, maskara etmek, dudak bükmek, oburca yemek
SCOFF AT AN IDEA : English Turkish
ir fikirle dalga geçmek, bir kavram veya fikri küçümseyerek alaya almak
SCOFFER : English Turkish
n. alaycı
SCOFFINGLY : English Turkish
adj. alay ederek, küçümseyerek
SCOFFLAW : English Turkish
n. alay ederek kanunu ihlal eden kimse
SCOLD : English Turkish
n. cadaloz, cadı kadın, huysuz kadın
SCOLD : English Turkish
v. azarlamak, çıkışmak, paylamak, haşlamak, terslemek
SCOLDER : English Turkish
n. azarlayan tersleyen kimse, sitem eden ayıplayan kimse, kınayan kimse; aşağılayan kimse, küfürlü dil kullanan kimse
SCOLDING : English Turkish
n. azar, fırça, paylama, azarlama
SCOLDINGLY : English Turkish
adv. sitemli bir şekilde, kınayarak, ayıplayarak, azarlayarak; küfürlü sözler kullanarak
SCOLEX : English Turkish
n. bağlanmak/yapışmak için organlar içeren tenya kafası (emiciler, kancalar, vb.)
SCOLIOSIS : English Turkish
n. omurganın anormal eğikliği (Tıp)
SCOLIOTIC : English Turkish
adj. omurganın anormal eğikliğinden acı çeken; omurganın anormal eğikliği ile alakalı
SCOLLOP : English Turkish
n. tarak (istridye benzeri canlı), tarak kabuğu, deniz kabuğu
SCOMBRIDAE : English Turkish
n. orkinos ve tunanın dahil olduğu balık familyası (Biyoloji)
SCONCE : English Turkish
n. duvarda şamdan desteği, aplik, toprak siper, ceza (oxford üniv.), baş, kafa, kelle, saksı
SCONCE : English Turkish
v. cezalandırmak (oxford üniv.), sofra kurallarına uymayana bira vermemek
SCONE : English Turkish
n. saç pidesi, çörek
SCOOP : English Turkish
n. top, kepçe, kürek, çukur, vuruş, hamle, atlatma (gazete), haberi ilk verme (gazete), büyük kazanç, vurgun
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani