Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SEABOARD : English Turkish

adj. kıyıya yakın

SEABOARD : English Turkish

n. kıyı şeridi, deniz kenarı, sahil

SEABORG : English Turkish

n. bir soyadı; Glenn Seaborg (
1999),
1971 yılları arasında Atom Enerjisi Komisyonu başkanı olan ABD'li kimyacı ve plütonyumun kaşiflerinden biri, 1951 Nobel Kimya Ödülü'nün eş sahibi

SEABORGIUM : English Turkish

n. suni olarak yapılan aşırı derecede kararsız radyoaktif element

SEABORNE : English Turkish

adj. deniz yoluyla taşınan

SEABORNE TRADE : English Turkish

denizkıyısı ticareti; deniz ticareti

SEACOAST : English Turkish

n. deniz sahili, deniz kıyısı, deniz kenarında bulunan arazi

SEAD : English Turkish

hava savunma birliklerini yok etme görevi

SEADIA : English Turkish

n. bir erkek ismi (İbranice)

SEADOG : English Turkish

n. fogbow, deniz köpeği, sis içerisinde karşıdan görülen güneş ışığının bulanuk kavisi

SEADROME : English Turkish

n. yüzer iniş pisti

SEAFARER : English Turkish

n. gemici, gemi yolcusu

SEAFARING : English Turkish

n. gemi yolculuğu, gemicilik

SEAFARING : English Turkish

adj. denize alışkın

SEAFLOOR : English Turkish

n. deniz tabanı, deniz yatağı, deniz veya okyanus zemini

SEAFOOD : English Turkish

n. deniz ürünleri, deniz mahsulleri, su ürünleri

SEAFRONT : English Turkish

n. deniz kenarında arsa, deniz kenarında bulunan kara bölgesi

SEAFRONT PROMENADE : English Turkish

sahil gezintisi, deniz kenarı boyunca yapılan yürüyüş

SEAGIRT : English Turkish

adj. etrafı denizle çevrili, denizle çevrili

SEAGOING : English Turkish

adj. açık deniz, açık denize uygun

SEAGULL : English Turkish

n. martı

SEAHORSE : English Turkish

n. deniz atı, bir atın kafasına benzer görünümde bir kafa ile donatılmış küçük balık

SEAL : English Turkish

n. mühür, damga, kaşe, kurşun mühür, mühürlü mum, sır tutma, ağzı sıkı olma, ayıbalığı, fok

SEAL : English Turkish

v. mühürlemek, damgalamak, belirlemek (yazgı), kapamak, kapatmak, fok avlamak, ayıbalığı avlamak

SEAL A BREAKTHROUGH : English Turkish

yeni bir yol oluşturan yöntemi mühürlemek, yeni fırsatlar yaratan bir yöntemi kapatmak