Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SEALER : English Turkish

n. fok avcısı, fok avı gemisi, mühürleyen, onaylayan, salmastralama makinesi

SEALERY : English Turkish

n. fok avcılığı, fok tarlası, dalyan

SEALING : English Turkish

n. mühürleme, kapama, kapatma, tıkama

SEALING COMPOUND : English Turkish

mühürlemek veya kapamak için kullanılan madde

SEALING MACHINE : English Turkish

n. salmastralama makinesi

SEALING RING : English Turkish

conta bileziği, sızdırmaz halka

SEALING WAX : English Turkish

mühür mumu, kırmızı balmumu

SEALSKIN : English Turkish

n. fok derisi, ayıbalığı derisi

SEAM : English Turkish

n. dikiş yeri, dikiş, bağlantı yeri, armuz, yara izi, kırışık, kırışıklık, maden damarı, yatak (maden)

SEAM : English Turkish

v. dikmek, ters ilmikle örmek, dikiş gibi iz bırakmak, tırmıklamak, faça yapmak, façasını bozmak

SEAM TOGETHER : English Turkish

v. birbirine dikmek, dikmek, tutturmak

SEAM UP : English Turkish

v. dikmek, birbirine dikmek

SEAMAN : English Turkish

n. denizci, gemici, denizci er

SEAMAN RECRUIT : English Turkish

n. denizci er, tayfa

SEAMANLIKE : English Turkish

adj. denizcilere özgü, denizci gibi, gemici gibi

SEAMANLY : English Turkish

adj. bir denizcinin özelliğinde olan, bir denizciye uygun, bir denizciye yakışır

SEAMANSHIP : English Turkish

n. denizcilik, gemicilik

SEAMARK : English Turkish

n. denizcilere bir rehber olarak hizmet eden ve karada bulunan deniz feneri veya fener

SEAMED : English Turkish

adj. dikişleri olan; bir dikişle birleştirilmiş; çizilmiş, çizgilerle işaretlenmiş; kırışıklıklarla buruşmuş

SEAMER : English Turkish

n. dikişçi, dikişler ve ilmiklerle bağlayan kimse; iz açan kimse, yivler oluklar yapan kimse

SEAMEW : English Turkish

n. martı

SEAMINESS : English Turkish

n. tatsızlık, hoş olmayan durum, nahoşluk, can sıkıcılık; kılıksızlık, hırpanilik, rahatsızlık, pislik, sefalet

SEAMLESS : English Turkish

adj. dikişsiz, bir malzemenin iki parçasının birleştirildiği yerdeki dikiş izleri olmayan

SEAMLESSLY : English Turkish

adv. düzgünce, pürüzsüzce, sürekli olarak, durmadan; dikkat çekmeden

SEAMSTRESS : English Turkish

n. terzi (kadın), kadın terzi